GÜNEYDOĞUNUN BELLİ BÖLGELERİNDE ÖZERKLİK VAR

Divan Başkanlığını Hatay İl Başkanı Nevin Zeytineli'nin yaptığı, Aksaray İl Başkanı Ahmet Karaman ve diğer yöneticilerinin katipliğini yaptığı, Genel Başkan Yardımcısı Kaptan Kartal, MKYK üyesi Bülent İspir il, ilçe yöneticilerin hazır bulunduğu kongrede Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, şu anda Güneydoğu Anadolu'nun belli bölgelerinde fiili özerklik bulunduğunu, örgütün kendi mahkemelerini, vergi dairelerini, kolluk güçlerini kurduğunu anlattı. Şu anda Güneydoğu Anadolu'nun belli bölgelerinde fiili özerklik bulunduğunu, örgütün kendi mahkemelerini, vergi dairelerini, kolluk güçlerini kurduğunu tek tek ifade eden Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, "Devletten giden yatırımların, bütçenin tamamı PKK'ya aktarılıyor." dedi. "EVET ŞEHİT OLSAYDI" Hükümete, nakledilen Süleyman Şah Türbesi üzerinden yüklenen Destici, 'Nakletmeseydik de oradaki 44 tane askerimiz şehit mi olsaydı?' şeklindeki sözleri hatırlattı. "Evet şehit olsaydı" diyen Destici şöyle devam etti: "Sarıkamış'taki 90 bin, Çanakkaledeki 14'lüler, Yemen'de çekirge yiyenler, Trablusgarp'takiler, Balkanlar'dakiler niye şehit oldular? Yoksa toprak parçasının ne önemi vardı. Eğer o toprak şehit kanı ile sulanmadı ise. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır." SİYASİ İRADE VE KARARLILIK YOKTUR Türkiye'yi yönetenler cesaretlendirmediği takdirde kimsenin Süleyman Şah Türbesine saldırmaya cesaret edemeyeceğini vurgulayan Destici, "Siyasi irade, cesaret, kararlılık ortaya koysa, bir dik duruş sergilese kim gelip Mehmetçiğe saldırma cüretini gösterecek. Süleyman Şah Türbesinin bulunduğu topraklar bizim sınırımızdan 30 kilometre ilerde. Helikopterlerimize 15, uçaklarımıza 5 dakika, tanklarımıza yarım saat. Kim gelip de saldırıyor. Kim hangi cüretle saldırabilir. Ama bunların hepsi bahane. Sırf oradan çekilmek, o alanı PYD'ye yani eşittir PKK'ya... Biliyorsunuz bu düşünce hem bizim söylediğimiz hem de bizimle birlikte Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kullandığı cümle. Ne dedi; 'PYD eşittir PKK' dedi. Bir taraftan 'PYD eşittir PKK' diyeceksin öbür taraftan koridor açıp PKK'nın, PYD'nin Kobani'yi kurtarması için yardım edeceksin. Bir taraftan 'PKK eşittir PYD' diyeceksin ama Süleyman Şah Türbesini naklederken PYD ile işbirliği yapacaksın. Bu nasıl bir çifte standart. Bu nasıl bir tezat?" diye konuştu. "BUNLAR YARIN TÜRBEYİ SÖĞÜT'E GÖTÜRÜP 'DEDE İLE TORUNU BULUŞTURDUK' DER" Destici, hükümetin yeni çevrilen toprakta PYD tehlikesi baş gösterdiği ve Esed'in yönetime devam edip toprağını, anlaşmasını aldığını söylediği takdirde türbeyi ve naaşları bu sefer Söğüt'e götürerek 'Biz yüzyıllık, 200 yıllık kimsenin yapamadığını başardık Süleyman Şah ile Ertuğrul Gaziyi yani dede ile torunu buluşturduk' diyerek bunu bir zafer gibi sunacağını söyledi. "SAPIKLAR VE MEHMETÇİĞİ ŞEHİT EDEN TERÖRİSTLER İÇİN İDAM GERİ GETİRİLMELİ" Ülkenin birçok probleminin yanında en önemli probleminin ahlak problemi olduğunu ifade eden Destici, "Ahlaki yozlaşma diye bir problemimiz var. Ve maalesef insanımız ahlaki değerlerini kaybediyor. Maalesef insanımız milli değerlerinden kopuk yaşamaya başladı, manevi değerlerinden uzaklaştı. Neredeyse her gün tecavüz ve kadına uygulanan şiddet haberleriyle karşı karşıyayız. Özgecan'ın şahsında kadınlarımıza, kızlarımıza reva görülen bütün bu şiddetleri lanetliyorum. Ve bu şiddetlerin yapılmaması için her türlü önlemin ivedilikle alınması gerektiğini buradan ifade ediyorum. Türkiye'yi yönetenler Özgecan'ın annesine ve babasına hangi sözü verdiler. En yüksekten cezalandırılacağı sözünü verdiler. Nedir bu en yüksek? 3-5 sene yatıp, çıkıp tekrar bu olayın gerçekleştirilmesi mi? Bu olayda hak yerini bulacaksa, bir tane cezası olması lazım o da idamdır. Başka cezası olmaz. Bunu söyleyince, 'idam çok ağır ceza, geri dönüşü olmayan bir ceza' diyorlar. Peki Özgecan ve diğer kadınlarımıza, küçük yaşta çocuklarımıza yapılanlar daha mı hafif, onların geri dönüşü var mı? Geri dönüşü olmayan suçu işleyenlere, sen de geri dönüşü olmayan bir ceza vereceksin ki aklını başına alsın. Biz bunu şimdi değil daha önce de söyledik. İki kesim için idam cezasının mutlaka geri getirilmesi lazım dedik. Bunlardan biri küçük yaşta çocuklarımızı kaçırıp tecavüz ettikten sonra öldüren sapıklar için, ikincisi de Mehmetçiğimizi, askerimizi, polisimizi şehit eden teröristler için idam cezasının mutlaka geri getirilmesi lazım" diye konuştu. 'BELLİ BÖLGELERDE FİİLİ ÖZERKLİK VAR' Şu anda güneydoğunun belli bölgelerinde fiili olarak özerklik olduğu iddialarını yineleyen Destici şunları söyledi: "Kendi mahkemelerini, vergi dairelerini, kolluk güçlerini kurmuş, devletten giden yatırımların bütçenin tamamı PKK'ya aktarılıyor. Suruç'a gittim. Caddelerinde, sokaklarında bir tane hizmet yok. Devletten gelen yardım geldiği gibi ya Kandil'e gidiyor ya Kobani'ye gidiyor. Yani PKK'ya gidiyor. Yatırımlar Kandil'in onayından geçmeden yapılmıyor. Bu süreçler yaşanırken dün hükümet PKK'nın siyasi unsurları ile birlikte bir açıklama yapıyor. Ve onda da büyük bir algı operasyonu sürdürülüyor ki tam seçim öncesi yani her iki taraf da oy kaybetmemek özellikle iktidar partisi oylarını artırmak için bir açıklama yapıyor. Kimin açıklamasını okuyorlar, bebek katilinin. İmralı canisinin. Kandil'e sesleniyor. Diyor ki 'silahların bırakılması zemininde' diyor. Topluma sanki silahları bırakın çağrısı yaptı gibi bir algı operasyonu yürütülüyor. 'Stratejik bir kongre toplayın' diyor. Yani diyor ki 'şu ana kadar çok önemli kazanımlar elde ettiniz, bundan sonra stratejik bir kongre toplayın, şu anda Türkiye Cumhuriye Devleti'ni yönetenler acziyet içinde, bizimle pazarlık ediyor. Tam da seçim öncesi istediğimizi alabilecek bir noktadayız. Stratejik bir kongre toplayın istediklerimizi alın' diyor." "TERÖR ÖRGÜTÜ İLE MÜZAKERE EDEREK MEŞRULAŞTIRDILAR" Ülkede 2 yıldan bu yana adına 'çözüm süreci' denilen bir sürecin yürütüldüğünü hatırlatan Destici, bu sürecin gizli-kapaklı olarak yürütüldüğünü, kendilerinin ise sürekli olarak 'terörle ve teröristle pazarlık yapılmaz' şeklinde uyarılarda bulunduklarını belirtti. "Terörle ve teröristle müzakere olmaz, ancak ve ancak mücadele olur" diyen Destici, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Eğer siz terörle ve teröristle mücadeleden vazgeçip, pazarlığa oturursanız onun şartlarını önceden kabul etmişsiniz demektir. Bunu bugüne kadar hep yalanladılar. 'Biz kan dursun istiyoruz, şehit gelmesin, barış olsun, huzur olsun istiyoruz' dediler. Bunu biz de istiyoruz. Kim istemez ki. Birincisi bu dediğiniz olmayacak. İkincisi, neyin karşılığında kardeşim. Neyin karşılığında. Vatan toprağını vererek mi bunu sağlayacaksınız? Süleyman Şah Türbesi'nden çekildiğiniz gibi ülkemizin bir bölgesinden çekilerek mi bunu sağlayacaksınız dedik. Ama hiçbir zaman net cevap alamadık. Terör örgütünün bütün silahlı unsurlarının ülkeden çekileceğini söylediler. Bugüne kadar çekildiler mi? Hayır." Hükümetin bu konuda en büyük yanlışının terör örgütünü muhatap alması olduğunu savunan Destici, terör örgütünün o bölgedeki vatandaşların temsilcisi olmadığını ifade etti. Hükümetin bunu yaparak o bölgede devletinin yanında duran vatandaşlarını, korucularını ve aşiretlerini tabiri caizse sattığını iddia eden Destici, "Neyin karşılığında?" dedi. Bu şekilde terör örgütünün meşrulaştırıldığını ileri süren Destici, "Sadece Türkiye içinde değil, Avrupa, Batı, Amerika başta olmak üzere artık PKK'yı terör listesinden çıkarma hazırlıkları yapıyorlar. Ve bırakın ülke dışına çıkmayı, daha da güçlendiler. Geldiğimiz nokta bu. Şu anda Güneydoğu'nun belli bölgelerinde fiili olarak özerklik var. Kendi mahkemelerini, kendi vergi dairelerini, kendi kolluk güçlerini kurmuşlar" ifadelerini kullandı. Önümüzdeki günlerle bunun böyle olduğunu göreceklerini ifade eden Destici, "Yaşayacağız ve göreceğiz. Keşke biz haklı çıkmasak. Keşke gerçekten silah bıraksalar. Keşke gerçekten kendilerini lağvetseler. Keşke demokratik zeminde siyaset yapsalar. Hiçbirimiz buna arkamızı dönemeyiz. Gözümüzü kapatıp yok sayamayız. Ama böyle olmayacak. Çünkü 30 yıllık tecrübe bize bunu gösteriyor." ifadelerini kullandı. TERÖR ÖRGÜTÜNE YAPILAN SİLAH BIRAKMA ÇAĞRISI Ülkede bu süreçler yaşanırken, hükümetin dün terör örgütünün siyasi unsurlarıyla birlikte bir açıklama yaptığını söyleyen Destici, şöyle devam etti: "O kadar büyük bir algı operasyonu sürdürülüyor ki, tam da seçim öncesi yapılıyor. Her iki taraf da oy kaybetmemek ve oylarını artırma adına bir açıklama yapıldı. Kimin açıklamasını okuyorlar? Bebek katilinin. Kandil'e sesleniyor; 'silahların bırakılması zemininde' diyor. 'Silahları bırakın' demiyor. Ama topluma 'silahları bırakın' çağrısı yaptı gibi bir algı operasyonu yürütülüyor. 'Stratejik bir kongre toplayın' diyor. Yani, 'Şu ana kadar çok önemli kazanımlar elde ettik, bundan sonra da stratejik bir kongre toplayın, şu anda Türkiye Cumhuriyeti'ndeki hükümet acziyet içerisinde, bizimle pazarlık ediyor, tam da seçim öncesi istediğimizi alabileceğimiz bir noktadayız. Stratejik bir kongreyi toplayın ve istediklerimizi alın' diyor. İşin Türkçesi bu. Doğrusu bu. Önümüzdeki günlerde bunun böyle olduğunu yaşayacağız ve göreceğiz. Keşke biz haklı çıkmasak. Keşke gerçekten silah bıraksalar, kendilerini lağvetseler. Ama öyle olmayacak. Çünkü 30 yıllık tecrübe bize onu gösteriyor. Eğer PKK'yı iyi analiz ederseniz, hedeflerinin ne olduğunu bilirsiniz. PKK'nın kendi başına hareket etmediğini, uluslararası, Batılı güçlerin desteğinde hareket ettiğini, yol haritalarının kendileri tarafından değil, Batı'daki stratejik merkezlerde hazırlanan yol haritalarıyla yürüdüklerini görürsünüz. PKK'nın hedefi ayrı bir devlettir." Türkiye'nin bu terör belasından kurtulmak zorunda olduğunu, ülkeyi yönetenlerin isteseler 30 yılda 30 kez PKK'yı bitirebileceklerini öne süren Destici, "Önce 3-5 çapulcu, sonra 3-5 bin çapulcu dediler ve terörle mücadele adı altında bir sürü yanlışlar yaptılar. Terörle mücadele doğru bir strateji ile bütün yönleriyle yürütülmedi. Biz bu konudaki çözüm önerilerimizi sürekli söyledik, ilgili yerlere sunduk. Eğer bunları uygulasalardı, şu anda çoktan PKK diye bir şey kalmayacaktı. Yine geç kalınmış değil. Versin bu büyük Türk milleti, 1 yıl BBP'yi iktidar yapsın, bakalım Türkiye'de PKK mı kalıyor, onun önderi mi kalıyor, Kandili mi kalıyor? Hep birlikte görürüz, hodri meydan" şeklinde konuştu. Destici, konuşmasının ardından partimize katılanlara rozet taktı.

Bakmadan Geçme