casino siteleri

Kadın Cinayetlerinde İyi Hal İndirimi

Gün geçmiyor ki Türkiye’de bir kadın cinayeti daha yaşanmasın. Ülkemizde neredeyse her gün bir kadın cinayete kurban gidiyor. 2021 yılında, 280 kadın katledildi, 217 kadınında şüpheli öldürüldüğüne dair bilgiler var. Ve maalesef bu sayılar her geçen gün artmaya devam ediyor. 2022 yılında ise daha şimdiden 35 kadın öldürüldü…Sayılar artmaya devam ederken,sanıkların iyi hal indirimi veya haksız tahrik indirimleri alarak ceza sürelerinin kısaltılması,kamuoyunun vicdanını yaralamaya devam ediyor.

 

“İYİ HAL İNDİRİMİ TOPLUM TARAFINDANYANLIŞ DEĞERLENDİRİLİYOR”

Kanunda düzenlenmiş şekli ile takdiri indirim ya da diğer bilinen ismiyle iyi hal indirimi, ceza alan hükümlünün ıslahı ve topluma yeniden kazandırılması amacı ile getirilen bir düzenlemedir. Ama bizim toplumumuzda ne yazık ki bu farklı anlaşılıyor. Sanki sanık mahkemede takım elbise giydi, kravat taktı veya pişmanım dedi diye iyi hal indirimi almış gibi algılanıyor. Tabi ki bu minvalde verilen yanlış kararlar da mevcut ama tüm vakalarda durum böyle değil.  Özellikle iyi hal indirimleri, toplumumuzda bazı ağır suçlarda çok fazla tepki yaratıyor. Örneğin; kamuoyunun vicdanına seslenen kadın cinayetleri, çocuk istismarı ya da nefret suçları bunların içerisinde. Topluma karşı, insana karşı,  yaşama hakkına karşıyönelen suçları işleyen sanıklara iyi hal indirimi verilince bu kararlardoğal olarak toplumun tepkisini çekiyor. “Hukukçular arasında dahi tartışmalı olan iyi hal indiriminin uygulanıp uygulanmaması gerekliliği,kısa sürelerde çözüleceğe de benzemiyor.

 

“KANUN SINIRLAMA GETİRMİYOR”

İyi hal indirimi, özellikle her somut olayda uygulanmaması gereken bir indirim.Bunun bazı özel koşulları var. Somut olayda şu kriterlere bakılması gerekiyor; sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri, suç işlendikten sonra ne şekilde hareket ettiği, yargılama süresince ne şekilde hareket ettiği. Örneğin, suç işledikten sonra kendisinin gidip teslim olması, yargılama sürecinde(mahkeme ve duruşma aşamaları) ne şekilde davrandığı vs… Bunların haricinde “gelecekteki indirim” denilen ve eleştirilen bir kavram daha var; verilecek cezanın, sanığın geleceğine nasıl etki edeceği. Yine bu da çok tartışmalı bir konu. Eleştiri gelmesinin asıl sebebi ise şuradan kaynaklanıyor; kanun iyi hal indiriminin hangi hallerde yapılabileceğinesınırlama getirmiyor. Sadece genel geçer örnekler sayması nedeniyle bunların ötesindeki durumlar hâkimin takdir yetkisinde. Örnek verecek olursam; geçtiğimiz günlerde Avukat Dilara Yıldız, eski nişanlısı tarafından bir kafede vahşice öldürülmüştü. Burada iyi hal indirimini tetikleyecek bir neden var gibi görünüyor. Şöyle; eski nişanlısı Yıldız’ı kafede öldürüyor ve sonrasında yan taraftaki polis merkezine gidip teslim oluyor. Şimdi burada bakıldığı zaman öldürdükten sonra gidip karakola teslim olması bir pişmanlığı belirtir ve kanunda sayılan maddelerden birkaçına uygun olarak iyi hal indirimi gerektiren bir olay gibi görünüyor. Fakat cinayet işledikten sonra gidip teslim olması, onun bilerek ve isteyerek bir suç işlediği gerçeğini değiştirmez. Bir hukukçu olarak söylüyorum; iyi hal indirimi kadın cinayetleri, çocuk istismarı ve nefret suçları bakımından kaldırılması gereken bir düzenleme. Bazen şu şekilde de olabiliyor; cinayeti işliyor daha sonrasında ambulansı arıyor ya da ona yardım edebilecek birilerini arıyor, kısacası pişman oluyor. Bu da kanunda sınır içerisinde çizilmediğinden hâkimin takdir yetkisindeiyi hal indirimine neden olan bir olay gibi görünüyor. Sonucunda ne oluyor; diyelim ki ağırlaştırılmış müebbet cezası aldıysa cezası müebbete, müebbet hapis cezası aldıysa cezası 25 yıla iniyor. Bu konularda uygulanan iyi hal indirimleri toplumunda vicdanını yaralıyor ve hukuka duyulan güveni sarsıyor.

 

“MAĞDURA İFTİRA ATILMASI SON ZAMANLARDA REVAÇTA”

Sanıklar son zamanlarda haksız tahrikten yararlanmak için kadınlara iftira atıyorlar. Bu durum Av. Dilara Yıldız olayında da yaşandı. Sanık adliyeye sevk edileceği sırada kameralara dönüp “beni aldatmış” ifadelerini kullandı. Aldatma ya da başka erkeklerle konuşma gibi bahanelerle işledikleri cinayete haklı zemin oluşturmaya çalışıyorlar.Maktule atılan iftiranın ardından bazen maktulün hakkını savunacak kimsesikalmıyor. Şöyle düşünelim; kadının bir ailesi olmayabilir ya da hakkını savunacak başkaca insan bulunmayabilir. Buna rağmen ona iftira atıyorsunuz ve kendini koruyamıyor. Hem öldürülüyor hem de olmayan bir şey olmuş gibi gösteriliyor, namusuna laf söyleniyor, buda toplumda sanki bu katliamın bu cinayetin haklı bir nedene dayandırıldığı hissini oluşturuyor. Biz her ne kadar bunu böyle hissetmesek de toplumun önemli bir kesimi ‘aldatma varsa cinayet olabilir, katil haklı’ gibi düşüncelere kapılıyor ki çok yanlış olan düşünceler. Bunu çoğu kadın cinayetinde görebiliyoruz. Ne yazık ki bu tür bahanelerle, bu tür iftiralarla haksız tahrik indiriminden yararlanılmaya çalışılıyor. Bunun önüne geçilmesi içinde bu iftiraların kesinlikle kamuoyuyla paylaşılmaması ve sosyal ya da ana akım medyanın üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğine inanıyorum.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.