Aile yapımıza düşmanlık aracı haline getirilen, toplumsal ahlaksızlığa ivme kazandıran, LGBT'yi meşrulaştıran İslam' ,örf,adet,geleneklerimizin tam tersini savunan, İstanbul Sözleşmesi nihayet Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle nihayet son buldu..
20 Kasım 2011 yılında TBMM'den geçiren ilk ülke olmamız başlı başına bir ayıptı..
İstanbul Sözleşmesinin milletin inanç,adet,gelenek göreneklerine hassasiyet gösteren muhafazakar bir parti tarafından hayata geçirilme çalışmaları ise başlı başına bir tuzaktı..
Kadın cinayetleri maskesi altında eşcinsel, sapkın evlilikleri yasayla dayatan ve ailenin temeline dinamit konulduğu maddeleri ön plana çıkartılmayarak, sadece kadın cinayetleri ve kadına şiddetin önüne geçilmesi üzerinden yasa masum gösterilmeye çalışıldı..Biz buna şeytanın sağdan yanaşması diyebiliriz..
Cumhurbaşkanı Kararnamesiyle İstanbul Sözleşmesinin fesih kararının ardından sokaklara dökülenler yine kadın cinayeti ve kadına şiddet üzerinden savunmaya geçip yaygara kopartacaklar..
Oysa işin aslının öyle olmadığı kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet olaylarındaki artış rakamlarına bakıldığında görülecektir..
2011-121
2012- 210
2013-237
2014-294
2015-303
2016- 328
2017-409
2018-440
2019-474
Rakamlara ve yıllara bakıldığında İstanbul Sözleşmesinin kadın cinayetleri karşısında herhangi bir önleyici etkisinin bulunmadığı görülecektir..
Baş belası sözleşmenin fesh edilmesiyle birlikte şimdi şu algının peşindeler..
Kadına şiddetin yolu açıldı..Kadına dayak serbest,kadın cinayetleri artacak gibi algılar malum çevreler tarafından devreye sokuldu bile..
Kadına uygulanan her şiddetin ardından bakın İstanbul Sözleşmesi kaldırınca şiddet arttı denilecek..
Her kadın cinayetin adından İstanbul Sözleşmesi gündeme getirilecek..
Hangi aklı selim kadına şiddeti ve kadın cinayetini savunur..
Sadece kadın hakları ve kadın cinayetleri değil diğer canlılar içinde şiddetin önüne geçecek kanunlar çıkartılır..
İstanbul Sözleşmesi olmadan da pek ala çıkartılacak yasa ve kanun yapacak güç vardır..
İstanbul Sözleşmesinin fesih edilmesini taktirle karşılamak yetmez..
Bundan sonraki süreçte algıları çürütecek, her türlü şiddetin önlenmesine yönelik çalışmaların yapılması için herkes elini taşın altına koyacak adımlar atmalıyız..