Ateş bize de dokundu…
İnsan bu, başına gelemeyene kadar, yaşamayana kadar bazı şeylerin idrakine varamıyor…
Şırnak’ta PKK’lılar tarafından şehit edilen teyzemin torunu İbrahim Tanrıverdi’den bahsediyorum.
Şehit İbrahim’in babası Hasan, merhum teyzemin en küçük çocuğu…
Hasan fakr-u zaruret bir hayat mücadelesi verdi bugüne kadar. Nasırlı elleriyle 5 çocuğun 3’cüsü İbrahim’in okuyup büyük adam olması için çok çaba saffetti Hasan…
İbrahim’in ise tez elden bir iş sahibi olup aileye katkı sağlamaktan başka bir hayali bir lüksü yoktu. Oğlum Enes ile aynı dershanede okurken “veteriner hekim” olacağını söylüyordu İbrahim. Sonra birilerinin; “güçlüsün, kuvvetlisin, sende iyi bir asker/ komuta olur” tavsiyesiyle asker olmaya karar verdi. Gösterdiği üstün performansla kısa bir zaman içerisinde teğmenlikten üsteğmenliğe yükseltti rütbesini, piyade üsteğmen oldu İbrahim…
Annesi Gafure onunla hep övünür dururdu. Her karşılaştığımızda subay oğlu İbrahim’in başarı öykülerinden bahsederdi…
Dün (30 Temmuz 2015 Perşembe) Gafure ablanın iftiharla bize anlattığı “subay İbrahim’in” bir başka başarı öyküsüne şahit olduk.
Piyade Üsteğmen İbrahim Tanrıverdi ibadet telakisiyle görev yaptığı Şırnak’ta terör örgütü PKK tarafından şehit edildi….
Subay İbrahim bu kez, yine üstün bir performansla rütbesini şehitliğe yükseltmişti…
Bu kez yalnız annesi değil tüm Türkiye onun başarı öyküsünden bahsediyordu…
Evet şehitlik üstün bir rütbedir…
Allah (c.c) Bakara 154. Ayette; “Allah yolunda öldürülenlere “ölüler” demeyin. Hayır, onlar diridirler. Ancak siz bunu bilemezsiniz” diyor…
Rabbimiz diyorsa, bizlere; “amenan ve sadakna” demek düşer…
İnşallah İbrahim’in de şehitliği Allah katından kabul görülmüştür çünkü İbrahim inançlı ve günaha bulaşmamış bir gençti.
Tertemizdi, temiz gitti İbrahim…
“Tanrıverdi” ve genç yaşta aldı katına…
Allah şahadetini kabul eylesin.
Ancak!..
İbrahim’in şahadetiyle bir kez daha anladım ki ülkemiz çok ciddi bir imtihandan geçiyor.
Hiç kimse demezsin ‘bu ateş bize dokunamaz.’
Bu ateş öyle bir ateş ki, söndürülmediği takdirde ucu bir çeşit herkese dokunacaktır…
“Yılan küçükken başı ezilmeli” deyimini bugün bir kez daha hatırlatmak isterim.
Lakin görülen o ki; dış mihraklı bazı işbirlikçi fitne odaklar bu yılanı 7 Haziran Genel Seçimlerindesandıklarda besleyerek meclise kadar gönderebildiler…
Acıyı ucundan tadan birisi olarak diyorum ki; bu yılanın başı ezilmelidir!...
Yılanın beslenmesi ve büyümesinde oy kullananların;
Kuran-i ifadeyle- ‘elleri kurusun!...”
“Kurudu da…”
Ve Şırnak; yerin dibine batasın emi!...
Sen değil misin ki nice İbrahimleri yakan…
Ey Gabbar Dağı;tüm gaddarlığınla yerin dibine geçesin!...
Ve ey masum ve mağdur güvenlik güçlerimiz…
Biliyorum siz bu vatanın fakir-fukara anne-babalarının nasırlı elleri yetiştirdiği başı dik, göğsü iman dolu çocuklarısınız; Allah sizleri korusun, zaferler nasip etsin…
Merkez komutandan aldığım haber doğrultusunda “Şehit İbrahim Tanrıverdi” adıyla operasyonlar başlatmışsınız, namluların ucuna şehitlerin ismini yazarak Siyonist uşaklarını bertaraf etmeye çalışıyorsunuz, bu bizim için sevindirici bir haber….
Ve siz kalleş, dinsiz imansız dış mihraklı şer güçlerin kuklaları!...
Siz ancak bu memleketin fakir-fukara asker çocuklarına tuzak kurarak öldürürsünüz…
Bilmenizi isterim ki; dış mihraklı Siyonistlerce başlattığınız bu hareket “Türk- Kürt” meselesi değil, zira öldürdükleriniz (İbrahim’de de olduğu gibi) Kürt evlatlarıdır…
Hem Türk-Kürt ne fark eder hepsi bu memleketin evlatlarıdır kalleşçe öldürdükleriniz. Öldürdükleriniz (Allah’ın izniyle) şehit olup Cennet’e giderken sizler de Cehennemi boylayacaksınız…
Bu arada; şehidimiz Üsteğmen İbrahim Tanrıverdi’nin, baba evini ziyaret eden tüm büyüklerimize, siyasetçilerimize ve vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum…
Ayrıca ev sahipliğini yaptığını üstlenip tüm çalışanlarıyla şehidimizin misafirlerini en iyi şekilde ağırlayan Yeşilyurt Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat da hassaten teşekkür ediyorum…