casino siteleri

SIRADA NE VAR?

Yaşamak ve yaşamın devamını sağlayabilmek için, oluşmuş ya da oluşturulmuş bir takım kurallar vardır. Kimi kurallar kendiliğinden gelişmiş, kimi kurallar manevi bir takım inanışların sonucunda oluşmuş ve geldiğimiz 21.yy da halen değişmeye, gelişmeye ve ya evirilmeye devam etmektedir. Bizleri, Taksonomik adıyla “Homo Sapiens” yani insanları diğer tüm canlı guruplarından ayıran en önemli özelliğimiz, düşünme kabiliyetimizdir. İnsanoğlu düşünme yetisi ile içinde bulunduğumuz 21.yy’a kadar geçen zamanda dünyayı yönetti ve hayalindeki mekâna göre restore etti. Tüm bunları yapabilmek için insanlar arasında ortak bir yön olması gerekirdi. Bu kimi zaman bir din, kimi zaman etnik bir köken, kimi zaman bir dil ve ya kimi zaman bir ten rengi olmuştur. Bunların arasında en etkili olan aslında dini inanıştır ve yüzyıllarca bu konu üzerinden toplumlar yönlendirilmiş ve birbirine düşman edilmiştir.

Dini inanış konusu bütün toplumlarca çok hassas olması nedeni ile bir takım çıkar grupları tarafından da çok güzel işlenmiş, olması mümkün olamayacak bir takım olaylarda insanlara empoze edilmiştir. Dinlerin kendi içlerinde mezheplere bölünmeleri ise bu konularla ilgilenenlerin ekmeklerine adeta yağ sürmüş ve üzerine bir parçada bal gezdirmiştir. İslami inanışa göre dört mezhepten bahsedilmektedir. Ancak ne var ki Kuranda bu mezhepler bulunmamaktadır. Benim konum kesinlikle bunun varlığı ya da yokluğu değil. Herkes istediğinin varlığına inanmakta özgürdür, herkese saygımız sonsuz.  Benim asıl konum Türkiye ve Dünya genelinde dallanıp budaklanan bu mezhep ve inanç guruplarıdır. Özellikle ülkemizde yirmi beşe yakın cemaat ya da tarikat var. Şimdi bazı arkadaşlar bana kızabilir tarikatları bu işe karıştırmayın diye ama adına gerekirse topluluk bile diyebilirim. Malumunuz geçtiğimiz yılda bu cemaatlerin en büyüğünün ülkemize verdiği zararı gördük. Vermiş olduğu ekonomik sıkıntılar halen de devam etmektedir. Bundan on beş, yirmi yıl önce kadar bu Fethullah Gülen cemaatinin çok tehlikeli olduğunu söyleyen birine güler geçerdiniz herhalde. Ne var ki gerçekler gülünebilecek kadar hassas bir konudan daha önemliydi ve insanları aldatan ve yanıltan tek konu bu grupların içerisinde bulunan lider kadronun diline doladığı dini referanslar ve terimlerdi. Toplum olarak okumaktan çok uzak olduğumuz için, bu tip cemaat ya da grupların söyledikleri ve ya anlattıkları, taraftarları ya da inanları için çok önem arz etmektedir. Bir örnek vermek gerekirse bazı televizyon programlarında çıkan ve toplumun bir kısmının sorularını cevaplayan hocalar var. Bu hocaların söyledikleri çok büyük ölçüde itibar görür ve etrafınızdan herhangi biri ile dini bir konuda tartıştığınızda size şu hoca böyle dedi ya da bu hoca şöyle dedi diye cevap verir. Ancak kesinlikle araştırma ve yahut okumak gibi kimsenin bir derdi yok. Sürekli başkalarının anlatımlarını kendimize alıntı yaparız ve her zaman doğru bilgiden çok uzak kalırız.

Az öncede bahsettiğim gibi ülkemizde bu tip yapılanmalar bir hayli mevcut. Bu gün FG cemaati gitmiş ve izleri silinmeye çalışılıyor olabilir, ülke genelinde hatırı sayılır bir boşluk bıraktığı kesin. Bıraktığı bu boşluğu doldurmak için sıraya geçen ve ellerini ovuşturan epeyce bir gurup var. Şimdi burada isimlerini sayarım ama hiçbiri yaptığını ya da yapacağını ne doğrular nede üzerine alır. Çünkü hiç kimse bulunduğu ve ait olduğu gurubun bu tür olaylar yapacağına inanmıyor. O gruba ve ya yapılanmaya bu tür şeyleri yakıştıramıyor. Hepsinin gayesi ortak, insanlara yardım etmek dini yaymak. Aslında neredeyse tamamı bu işe böyle başlıyor. Çünkü Anadolu insanı duygusal olduğundan onu başka bir şekilde kandıramazsın. Anadolu insanına açım de, seninle yemeğini paylaşır. Evsiz kaldım de, seninle evini paylaşır. Ona mutsuzum de, sana sarılır ve dertlerini paylaşır. İşte bütün bunları bilen çıkar peşinde olan insanlar sizlerin duygularınızı sömürmek için hiç çekinmez. Gerektiğinde; Allah der ağlar, Afrika’da insanlar aç der ağlar, Rusya’da camii yaptıracağız der ağlar, bilmem nerde kuran kursu yaptık der ağlar, bilmem kaç tane öğrencimize yardım ediyoruz der ağlar… ve ağlar oğlu ağlar. Sende saf ve temiz duygularınla emeğini kaldırır onlara verirsin. Gruplaşmanın olduğu yerde muhakkak rant vardır, para vardır ve çıkarlar söz konusudur. Bu bir cemaat olabilir, bir dernek olabilir ya da bir sendika olabilir. Neredeyse bunların tamamında küçük ya da büyük ölçekli bir ticari ilişkiden söz edilebilir. Bu ilişkiler ağıda beraberinde hırs, öfke ve düşmanlığı körükler ve bir gün o çok beğenip arkasında dolandığınız liderlerinizin gerçek yüzünü görebilirsiniz.

Ülkemizde ki örgütlenme ve gruplaşmalar bazen bir eğlence ile ya da hobi ile başlayıp, daha sonları çok tehlikeli boyutlara erişebiliyor. Tabi bunun altında yatan ekonomik çıkarlar olduğu kadar bunun sosyolojik boyutlarını da incelemek gerekir. Ben bu anlamda okuduğum bir yazarın araştırmasını hiç unutmam. Pek kimse okumadığından adını bilen ya da duyan olduğunu zannetmiyorum. Kendisi aslen İranlı olan Cemalettin Afgani, birçok ülkeden ülkeye sürülmüş son dönemini ise İstanbul’da padişahın emri ile gözetim altında geçirip hayatını kaybetmiştir. Bir araştırmasında İslamiyet’in neden çöktüğünü incelemiş ve bir esnafa sormuş; Müslüman mısın? Esnaf evet diye cevap vermiş. Peki ticaretini hangi usullere göre yaparsın? Esnaf Yahudi usullerine diye cevap vermiş. Peki, sen Müslüman değil misin? Neden bu usul ticareti benimsedin diye sormuş? Esnaf; İslami usullere göre ticaret yaparsam çok kazanamıyorum diye cevap vermiş. Afgani, araştırmasının cevabını bir esnafta bulmuş. Evet bizler İslam’a göre yaşamadık ve bu gün İslam aleminin içine düştüğü keşmekeşliğin sebebi de budur.

Dinimizde Allah ile kul arasında herhangi bir aracıya gerek yoktur. Çünkü Allah herkesi görür ve duyar. Bizlere düşen onun bize gönderdiği kitabı okumak, onun haram ve yasaklarından sakınmaktır. Bunun için bir gruba, bir cemaate gerek yoktur. Lütfen sizlerde bilmek kim hoca cemaati, bilmem kimin soyundan geliyor diye el etek öpüp günahlara girmeyin, sizlere kuran yeter. Yeter ki okuyunuz, çalışınız. Bu ülkeyi ne olduğu belli olmayan cemaatlere teslim etmek yerine yetiştireceğiniz eğitimli evlatlarınızın ellerine teslim edin.