casino siteleri

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Eleştiren Av. Zeki Taşkıran’a Cevap

1-Değerli okurlarım, Gazetemiz Malatya Net Haber'de yazı yazan değerli hukukçumuz,  Sayın Av. Zeki Taşkıran Bey: Malatya Net Haberde yazı yazmaya başladığı günden beri, dikkatle yazılarını okumaya çalışıyorum. Değerli Kardeşimiz, ısrarla her yazısında R. Tayyip Erdoğan’ı veya Ak Partiyi eleştiriyor itham ediyor.. Sakın kimse yanlış anlamasın, Ak parti ve Sayın Erdoğan eleştirilemez demek istemiyorum... Ben bu yazımda bir durum tespiti yapmak istiyorum...

Ben Lütfü Caner, 18 yaşımdan itibaren 30 yılımı Milli Görüş geleneğinden gelen siyasi partiler olan, Milli Selamet Partisi, Refah Partisi ve Fazilet Partisi saflarında siyasetin içinde aktif olarak geçirmiş bir kişiyim...Askerlik görevimi yaparken dahi, dosyama şariatçı damgası vurularak sürgün edildim ve 9 ay en zor geri hizmet görevleri ile cezalandırıldım.. Tek suçum Milli Selamet partiliolmak ve Akıncılar derneği başkanlığı yapmış olmak. O yıllarda, M,lli Selamet Partili olmak ve Akıncılar derneği kurucusu olmak,  mevcut sisteme göre zaten sizin suçlu olmanıza yetiyordu.. YANİ ANLAYACAĞINIZ,  ASKERLİK GÖREVİMİ SÜRGÜN PİYADE OLARAK YAPTIM... 

Evet, Sayın Zeki Taşkıran Bey: dediğim gibi, yazılarınızı izliyor ve okuyorum. Her hafta ısrarla Ak Partiyi veya R.Tayyip Erdoğan’ı eleştiriyor ve itam ediyorsunuz. Özgür bir ülkede yaşıyoruz, (elbette ki yanlış veya doğru,) siyasi eleştiri yapmak sizin en doğal hakkınız.. Yalınız  Allah için elinizi vicdanınıza koyun, aşağıda açıklayacağım çeşitli bazı konularda  eleştiri yaparken haksızlık yapmıyor’musunuz???

Evet Sayın Taşkıran Bey: size sormak istiyorum: 2001 yılına kadar, 80 yıl Türkiye’yi  sömüren ABD ve Hristiyan Batı Dünyası; Türkiye’nin bir piyade tüfeği yapmasına dahi izin vermezken, Türkiye’yi çeşitli bazı iktidarlar vasıtası ile 80 yıl boyunca babalarının çiftliği gibi sömürürken, 2001’den itibaren Batı Dünyasının  bu çarkına R.Tayyip Erdoğan dur deyip şu anda bizim savunma ihtiyaçlarımızın ,% 65’ini kendimiz yapmaya başlamamızdan dolayı, ABD ve bütün Batılı ülkeler, menfaatleri elden gidince, Türkiye’ye karşı adeta bir saldırıya geçtiler...

 Siz bir hukukçu olarak bunu neden görmek istemiyorsunuz Sayın Zeki Taşkıran Bey?

2- Yıllardır Ortadoğu coğrafyasında çıkar ve menfaatleri gereği, böl, parçala, yönet siyasetini hayata geçirmek isteyen ABD ve Batı Dünyasının Türkiye’yi kendisine bir engel olarak gördükleri için, 15 Temmuz’dan itibaren Batı Dünyası ile adeta ismi konulmamış bir ikinci kurtuluş savaşını ülke olarak yaşadığımız halde, bütün bunları neden görmek istemiyorsunuz Sayın Zeki Taşkıran Bey?

  3-Evet, yazımın başında söylediğim gibi, Malatya Net Haber Gazetesinde yazı yazmaya başladığınız günden beri, neredeyse her hafta ısrarla hep Ak partiyi veya Erdoğan’ı eleştiriyor ve itam ediyorsunuz. Mesela bu hafta ki yazınızın ilk paragrafında, Cumhurbaşkanımız Sayın R.Tayyip Erdoğan’ın 2001’den önceki samimiyete sahip olmadığını ima ediyorsunuz? Sizin bu kanıya nereden vardığınızı anlamış değilim?

Bu düşüncenizle, bu ülkede üç defa arka arkaya R. Tayyip Erdoğan’ı tek başına iktidar yapan ve ayrıca % 52 ile Cumhurbaşkanı yapan milletimizin % 52’sinin aklı ile adeta alay ettiğinizin farkında mısınız?

4-Ve yine diyorsunuz; ki, 

“Referandumda AKP+MHP+BBP+Hüdapar. %51.5 oy alınmış olma başarısızlığı ve o korku bugün istifa(!)lara daha doğrusu başkanlıklardan kovulmalara kadar götürttü.”) Diyorsunuz?

Bakın Sayın Zeki Taşkıran Bey: Referandumda, 4 partiye rağmen %51.5 çıktığını söylemeye çalışıyorsunuz. Peki, 15 Temuz’la beraber, ABD, Batı Hristiyan Dünyası, İsrail, CHP, HDP bütün şer odakları hep birlikte adeta FETÖ terör örgütünün intikamını alırcasına, HAYIR safında birleşirken, sizin Milli Görüş’e atıf yaparak  savunduğunuz Saadet partisi’ninde HAYIR safında yer aldı. Buna ne cevap vereceksiniz?

Hangi siyasi partiye mensup ulursa olsun, ülkemizin, vatanımızın Hristiyan Batı Dünyası karşısında adeta bir ikinci kurtuluş savaşında olduğunun farkına varmayan daha bir çok insan  HAYIR  oyu verdikleri için, % 51.5 gibi bir rakam referandumda çıkmıştır...

Bu HAYIR diyen insanlar, maalesef Haçlı Dünyasının 100 yıldır Ortadoğu’yu nasıl bölüp parçaladığını ve sıranın Türkiye ve İran’a geldiğinin farkına varmadılar veya siyasi çıkarları için bunu görmek istemediler...

Ben bir vatandaş olarak, Referandumda, Türkiye’yi bölmek ve parçalamak için topyekun HAYIR safında birleşen ABD, Hırstayan Batı Dünyası, CHP ve terörü destekleyen HDP’nin yanında yer alan Saadet Partisinin tüm yöneticilerinden kıyamet gününde davacı olacağım...

Evet dediğim gibi, ben Müslüman bir vatandaş olarak, bir zamanlar İslami duyarlılığından dolayı 30 yılımı verdiğim Saadet Partisi yöneticilerinin kendi siyasi çıkar ve menfaatleri için, ABD ve Kafir Batı Dünyasının yanında yer almasının hesabını, İnşallah kıyamet günü  Allah’ın huzurunda kendilerine soracağım...

Evet, Sayın Zeki Taşkıran Bey: hadi diyelim R.Tayyip Erdoğan’ı  ve Ak Partiyi beğenmiyor ve sevmiyorsunuz.? Olabilir fikrinizden özgürsünüz...

Peki, 15 Temmuz gecesi, Türkiye parçalanmanın eşiğinde döndü. 250 şehit verdik. 3000 gazi verdik ve Türkiye bir büyük tehlikenin eşiğinden döndü. Cumhurbaşkanımız Sayın R.Tayyip Erdoğan, geçmişte bazı siyasi liderlerin darbeler karşısında başlarının çaresine bakıp şapkalarını alıp kaçtığı gibi yapmadı ve dik durarak ölümü pahasına milletimizi meydanlara, caddelere çağırıp, darbecilere dur dedi ve Türkiye’yi parçalanmaktan kurtardı. Siz bir hukukçu olarak bütün bunları neden görmek istemiyorsunuz Sayın Zeki Taşkıran Bey?

 Mesela gençlik yıllarımızda, Rahmetli Erbakan Hocamız, her zaman bize Fethullah Gülen’in  Masonlara hizmet ettiğini ve tehlikeli birisi olduğunu söylerdi.. İsrail’e ve Batıya karşı bizi hep uyarırdı.. Saadet Partisinin bir önceki genel Başkanı Mustafa Kamalak, Fethullah Gülen’e toz kondurmadı. Bir Milyon Suriye’li vatandaşını katleden  katil Beşşar Esed’i gitti ziyaret etti.. Ve maalesef Temel Karamolloğlu’da aynı çizgide gidiyor..

Peki, Rahmetli Erbakan hoca sağ olsaydı, Fethullah Gülen’e tek söz etmeyen bu saadet partili liderlere ne derdi acaba hiç düşündünüz mü? 

Evet Sayın Zeki Taşkıran Bey; bir hukukçu  olarak siz bütün bunları  neden görmek istemiyorsunuz acaba? Ve yine yazınızın aşağıdaki bölümünde diyorsunuz k;

 5-(“Ama rahmetli Erbakan Hocam’ın dediği gibi “Milli Görüş Gömleğini Çıkarmak” meselesi bu yaşananlar.) diyorsunuz..

Peki, Saadet Partili bazı kişilerin zaman zaman, Milli Görüş kavramı arkasına sığınıp, Saadet Partisine bir kudsiyet atıf edip sanki Saadet Partisi gökten vahi ile gelmiş gibi bir anlayış sergilenmesini ve diğer siyasi partilere mensup insanları adeta potansiyel suçlu gibi lanse etmesini yanlış bulmuyor’musunuz? 

Türkiye’deki bütün siyasi partiler, (Türkiye  Cumhuriyeti Anayasasının 4121 sayılı  siyasi partiler yasasına göre,) yani bir tornadan çıkma misali LAİK sistemin koyduğu kurallara göre kurulmuş değil midir?  Evet, bütün siyasi partiler 4121 nolu siyasi partiler yasasına göre kurulmuştur...

Evet, Zeki Taşkıran Bey, şimdi size soruyorum; söylerimsiniz Saadet Partisinin diğer partilerden ne farkı var acaba???

Bütün siyasi partilere mensup Müslüman halkımız, 5 vakit namaz kılıyor. 30 gün oruç tutuyor, Hac'a gidiyor. Zekat veriyor. Kelimeyi Şahadet getiriyorlar... Saadet Partisindeki kardeşlerimizde aynısını yapıyor mu.? Her halde biz milli Görüşçüler bunları faklı yapıyoruz diyecek değilsiniz.. Peki söylemisiniz; Saadet Partisini diğer siyasi partilerden farklı kılan özelliği nedir.? Neden birileri Saadet Partisini manevi bir atmosfer içinde gelmiş gibi gösterme çabası içine giriyorlar.?

 6-Ve yine yazınızın bir bölümünde diyorsunuz ki;

 

(“Ama asıl sorun ne biliyorumsunuz kardeşlerim? Asıl sorun ve Erdoğan’ın göremediği şey; Bu Milletin samimiyetini ve bilinçli oluşunu Erdoğan’ın zamanla unutmuş olması.” ) Diyorsunuz..

Sayın, Zeki Taşkıran Bey: yukarıda ki cümlenizde, Sayın Erdoğan’ın  milletin samimiyetini ve bilinçli oluşunu unutmakla itham ediyorsunuz; peki hiç düşündünüz mü; Sayın Erdoğan eğer milletin bu büyük değerlerini unutmuş olsaydı, arka rakaya üç seçim ve ardından cumhurbaşkanlığını kendisine bu millet sunar mıydı...? 

 

 Erdoğan’ın FETÖ’yü erken görmediğini ima ediyorsunuz? Pek, 80 yıl bu ülkede siyaset yapan siyasi iktidarlar kendi menfaatleri için hiç görmek istemediler, bu konulardan hiç söz etmiyorsunuz...?

FETÖ terör örgütü, 1970’ ten itibaren, ABD tarafında bir plan ve proje dahilinden bu ülkenin bütün kademelerine sızdırılırken, kimi iktidarlar menfaatleri icabı, kimileri iktidarla ise sindirildikleri için, FETÖ’yü hiç görmek istemediler... FETÖ’yü fark edenler, bir Rahmetli Erbakan Hoca oldu ve birde Sayın Erdoğan oldu. Bu konuda kimse aksini iddia edemez...

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek feda edildi diyorsunuz; Melih Gökçek feda edilmedi, Sayın Erdoğan’ın‘ dediği gibi, uzun yılların verdiği bir yorgunluk nedeni ile, parti içinde başka bir görev için  bazı kardeşlerimiz dinlendiriliyorlar.. Bülent Arınç Bey konusuna gelince, Bülent Arınç Bey, damadının FETÖ’cü olmasından dolayı, 15 Temmuz’a kadar tavrını net olarak koyamadığı için, bazı sorunlar yaşandı ve siz bunları da görmek istemiyorsunuz...

Sayın Zeki Taşkıran Bey: hani bilirsiniz, kurtuluş savaşında  kandınlarımız cepheye mermi ve mühimmat taşırken, bir kolunda bebeği, diğer kolunda top mermisi taşıyan bir gelinin, yağmur yağmaya başlayınca, bebeğinin kundak örtüsünü mermiye sarıp yürüdüğünü ve bir komutanın bu durum karşısında, bacım çocuk üşüyecek niye öyle yapıyorsun diğinde, o şanlı kahraman bacımızın söylediği şu sözü millet olarak hiç bir zaman unutmamalıyız:

Evet, o kahraman gelin kadınımız diyor ki; komutan, komutan, bir çocuk ölürse, bir  daha olur, fakat Allah korusun bu vatan düşerse, bir daha vatanımız olmaz diyor... İşte Bülent Arınç Bey, inatla FETÖ’yü savunan damadı konusunda bu duyarlılığı gösteremedi...

Ve yine aşağıda yazınızda diyorsunuz ki;

 (“. Saymakla bitmez bu hatalar ve basiretsizlikler! Bugün bir bakın Allah aşkına Erdoğan’ın etrafına . Beraber yola çıktıklarından kaç kişi var beraberinde?”.) Diyorsunuz.. 

Sayın Zeki Taşkıran Bey; siz Erdoğan'ın yerinde olsaydınız, yola beraber çıktığınız bazı insanlar kendi çıkar ve menfaatlerini milletin ve devletin çıkarları üstünde görüp yanlış yaptıkları zaman, halen onları omuzunuzda taşırmıydınız?

Evet, Sayın Zeki Taşkıran  Bey; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın etrafında yıllardır bir yılan gibi gizleniş, pusuya yatmış vatan haini FETÖ’cüleri neden erken görmediğini söylüyorsunuz?

Evet, Erdoğan ilk başta Türkiye’deki bütün insanlarımız gibi bu sinsi tehlikenin farkına varmamış olabilir.. Ama nihayetinde, R.Tayyip Erdoğan FETÖ terör örgütünün farkına vardığı andan itibaren, 17-25 aralıktan itibaren diğer geçmiş iktidarlar gibi FETÖ’ye baş eğmedi, göz yummadı ve 17-25 Aralıktan sonra gerekeni yapmaya başladı...

İşte FETÖ’cü terör örgütü bunu görünce, 15 Temmuz darbe girişimi ile amaçlarına ulaşmak istediler, fakat gördüğünüz gibi, Erdoğan 15 Temmuz gecesi milletimize yaptığı şanlı direniş çağrısı ile FETÖ’cü terör örgütünü milletimiz çıplak elleri ile tarihin derinliklerine gömdü...

Evet Sayın Zeki Taşkıran Bey; yazımın başında söylediğim gibi, ben Lütfü Caner  olarak, 30 yılımı Milli Görüşe mensup siyasi partilerin içinde 2001 yılına kadar,  aktif siyasetin içinde geçirdim. Ve ayrıca dönemin  gençlik hareketi, Akıncılar Derneği kurcusu bir kişi olarak geçmişe dönüp baktığımızda, siyaset diye bize dayatılan bazı yanlışları saymaya kalkarsak, ciltler dolusu kitap yazmamız gerekir...

Aradan 45 yıl geçmiş olmasına rağmen, üzülerek görüyoruz ki, Milli Selamet Partisi döneminde kalma, yürümekten adeta aciz ve bastonlu bazı siyasetçilerin mevki makam uğruna, sahte manevi hüviyetlere bürünerek koltuklarına yapışmış ve genç nesilleri kendilerine adeta hizmetçi gibi, köle gibi görüp, Saadet Partisinin ( yediyiz bin) gibi bir seviyeye düşürmüş olmalarına rağmen, bir türlü o koltuklarını bırakmak istemiyorlar...

Siyasi partiler insana hizmet için bir araçtır.. Vatan, millet için başarılı hizmetler yaptıkları sürece millet tarafında desteklenir ve iktidara getirilirler...

Başarısız olduklar takdirde, siyasetten silinir ve tarihin tozlu raflarında yerlerini alırlar...

Evet, son olarak söyleyeceğim, Rahmetli Erbakan Hoca’nın ailesi dahi Saadet Partisini yaptığı bazı yanlışlardan dolayı tasvip etmiyor ve herkes gibi gidişatlarının yanlış olduğunu söylüyorlar...

 Saadet partisinin yöneticileri bugün Beşşar Esed’e zalim katil diyemiyor ve ziyaretine gidip yanında yer alıyorlar.. Fethullah Gülen'e karşı net tavırlarını koyamıyorlar.. Kemal Kılıçdaroğlu'nun millete karşı yaptığı bunca yanlışlarına rağmen, Saadet Partisi yöneticileri Kılıçdaroğlu ile kol kola beraber siyaset yapıyorlar...

Elbette ki Sayın R.Tayyip Erdoğan için hiç hatası yoktur demiyoruz.. Biz insanız, her ne kadar istemesek te elimizde olmayan bazı nedenlerden dolayı bazı hatalarımız olabilir.. Fakat herkes elini vicdanına koyarak, 15 yılda Türkiye’nin geldiği seviyeyi ve 15 Temmuz gecesi Türkiye’nin bölünmenin ve parçalanmanın eşiğinde döndüğünü artık görmesi lazımdır...

Haçlı Dünyası güçlenmiş bir Türkiye İstemiyor ve Türkiye şu anda resmen bir ikinci kurtuluş savaşını yaşıyor, milletçe tüm siyasi görüşlerimizi bir kenara bırakıp partiler üstü milletçe bu gerçeği artık görmemiz gerekir...!

 Daha başka ne diyeyim,  bu söylediğim düşüncelerimin değerlendirmesini değerli okurlarımın vicdanlarına bırakıyorum...

Saygılarımla