casino siteleri

GÜNDEMİNİZ SEÇİM Mİ? GEÇİM Mİ?

Güzel ülkemizin gelişen ve değişen gündemi her geçen günde yeni bir konu ile genişlerken, sabit olan ve içeriği değişmeyen konuları da varlığını hemen hemen her yıl kimi zaman da şiddetini de artırarak hissettirmeye devam etmektedir. Geçici gündem konuları ülkemizin güzel insanlarınca kolay unutulabilmektedir. Unutulmasının sebebi konunun vahameti kesinlikle değildir. Halk arasında “ Bizim milletimiz çabuk unutur” deyişi bile çok yaygındır. Neden, niye, unutulduğunun temelinde yatan sebeplerin en zirvesinde geçim sıkıntısı yer alır dersek isabetli bir tespit yapmış oluruz. Türk toplumu ataerkil bir sosyolojik yapı üzerine ailesini inşa etmesinden dolayı, ailede erkek birey geçim döngüsünün büyük bir kısmını sırtlarken, kadın da gerek evde çalışarak gerekse de hem evde hem de ücretli bir iş de çalışarak bu yükün paylaşılmasına ortak olmaktadır. Geçim ve hayatta kalma parolası ile çıkılan yolda, birçok etken, bireylerin gözüne gelmez. Burada ana fikir daha çok kazanmak ve geleceği bir şekilde güvence altına almaktır. Geleceği güvence altına almanın yolu ise daha fazla konut edinmek yani diğer bir tabir ile mülk edinmektir. Çünkü atasözleri bile bu konu üzerine söylenmiştir “ Dünyada mekân, Ahrette iman” gibi. 
Geçtiğimiz yılın ortalarına doğru başlayan ekonomik dalgalanmaların sonu gelmediği gibi bu yıla yansımaları da çok acı gerçekleri beraberinde getirdi. Halen ülke gündemini yoğun bir şekilde oluşturan ekonomik daralma ve enflasyon özellikle alt gelir grubunu çok zor bir durumda bırakmaya devam ediyor. Her şeyin bu kadar kötüye gittiği bir ortamda, ülke gündeminde zayıf da olsa bir yerel seçimler konusu insanları meşgul etmektedir. Bu konunun toplumda çok fazla bir karşılık bulmadığını düşünüyorum. Sebebim ise yaşanan ekonomik sıkıntılar. Her gün konuştuğum onlarca insan ve takip ettiğim onlarca gazetede haberlerin büyük bir kısmında ekonomik gelişmeler yer alırken geriye kalan kısmında ise spor magazin ve siyaset kalıyor. Yani siyasete kalan kısım dörtte bir kadar. Orada ise seçmenin dertleri falan değil seçileceklerin entrikaları ile dolu. 
Yeni yılın ilk ayları ve geçtiğimiz yılın ikinci yarısında başlayan ekonomik dalgalanmaların en şiddetlisini ve cebimize yansıyan şeklini ocak ayın ilk haftasından itibaren artan bir şekilde görmeye başladık. Bir zamanlar tarım ülkesi iken ve topraklarımızda milyonlarca semiz hayvan yetişirken şimdilerde ekmeyen biçmeyen ve yetiştirmeyen bir toplum olduk ve bunun ekonomik anlamadaki karşılığı ise rahatsız edici bir seviyeye geldi.
Peki, ne oldu da bu gün seçimden çok geçim derdine düşen bizlerin, bu denli zengin topraklarda üretmek yerine tüketmek zorunluluğuna mecbur bıraktı. Türkiye de Ak parti iktidarının geldiği günden bu güne dek politikalarına bakıldığında asıl hedefinin ekonomide yeni bir model deneyerek ülkedeki refah seviyesini yukarılara taşımak olduğu söylenilebilir. Peki, nedir bu politika diye soracak olursak, bunu herkesin anlaya bileyeceği şekilde şöyle açıklayabiliriz;
Bir ülkenin ekonomik dinamikleri vardır. Bunlar tarım, hayvancılık, sanayi, endüstriyel sanayi ve ağır sanayi vb. birçok örnekle de bunlar artırılabilir. Bunların dışında bir de hizmet sektörü vardır. Hizmet sektörünün en büyük ayağı ise Finans sektörüdür. İşte Ak parti tamda bu sektörün üzerinde durmaya çalıştı. Ülkeye daha fazla para gelirse, mevduatlar artar, mevduatlar artarsa piyasaya para pompalarız ve piyasada gelişmeye devam ederse diye uzayıp giden yaparsa ederseleri oldu. Ama her zaman evdeki hesap çarşıya uymaz ve uymadı da. Üretenlerin maliyeti arttı, aracılar ucuz mal için ithal etti, üretenler satamayınca üretmekten vazgeçti ve sonuç o parasını getiren yabancılar parasını alıp geri gitti. Peki sonra. Üretici artık üretmiyor. Aracı artık mal getiremiyor çünkü döviz kuru yüksek. Ve bir devrin sonu yavaş yavaş geliyor.
Başlığımızdaki gibi derdimiz artık kimin neyin seçileceği değil ayın sonunu nasıl getireceğimizdir. Bir yönetim kadrosunun, bir politikayı uygularken en önce bunun sosyolojik sonuçlarına odaklanması gerekir. Sonra ekonomik yönü tartışılabilir. Aksi bir durumda şu an içine düştüğümüz durumdan daha beter olabiliriz. Ve sonuçları çok büyük yıkımlar getirebilir. Şimdiden gelen mahalli seçimler hayırlara vesile olması dileklerim ile esen ve mutlu kalın.