Kadınlarımızın hayatlarına dokunabildik

AK Parti iktidarında kadının anne olarak iş yaşamındaki yerini ve “Aile Paketi”nin buna getirdiği yenilikleri, 2015 Genel Seçimleri öncesi Kadın Kolları kongre sürecini Kadın Kolları Genel Başkanı Azize Sibel Gönül ile konuştuk.

Kamuoyunda “Aile Paketi” olarak adlandırılan bu paketin amacını nasıl özetleyebiliriz?

Türkiye’nin ekonomik ve sosyal gelişmesini desteklemek üzere dinamik nüfus yapısının korunması, aile kurumunun güçlendirilmesi ve böylece sosyal refah ve sosyal sermayenin artırılmasıdır. Kadın istihdamı bizim için çok önemli. Bu pakette hem kadın istihdamını artırabilmek hem de kadını doğasından gelen yapısı anne olmasını, anne ve iş yaşamının uyumlaştırılmasında kolaylık sağlaması öngörülüyor. Bu paketin en büyük hedefi bu. Türkiye genç bir nüfus diye anılıyor fakat Türkiye artık yaşlanan bir nüfusa doğru gidiyor. Dolayısıyla bizim genç nüfusu koruyabilmemiz önemli. Çünkü Türkiye gelişmekte olan bir ülke.

Bu paketteki en önemli madde hangisi?

Bu pakette en önemli maddelerden biri esnek çalışma. Sadece kadın için değil esnek çalışma ebeveynler içir önerilen bir şey. Çalışan anne babanın bu esnek zamanı kullanması öngörülüyor. Dünyanın birçok ülkesinde kadın istihdamına baktığımızda yüzde 60-70’lerde Avrupa ortalamasında gözüküyor. Tam zamanlı değil esnek çalışma ile bu oranların bu kadar yüksek olduğunu görüyoruz. Aynı zamanda bizde ara verme durumu oluyor doğum sürelerinde. Tekrar istihdama geri dönmede sıkıntılar vardı biz o sıkıntıları aşabilmek için kadınların verdikleri o aralarda doğumları borçlanabilmelerini sağladık. İstihdamdan kopmamaları için. Bunu üç çocuğa kadar çıkardık. Kadını iş yaşamından kopartmadan aile yaşamı ile uyumlaşmasını sağlayan ve ebeveynleri destekleyen bir paket bu. Burada aynı zamanda en önemli hizmet kreş hizmetlerinin hem ucuzlatılması hem de yaygınlaştırılması. Bu da yine kadın istihdamını artıracak en önemli hususlardan bir tanesi.

Esnek çalışma doğum yapan kadının iş yaşamına devam edebilmesi için uzun süredir tartışılan bir konu. Ancak özellikle işverenler açısından bazı sıkıntılar oluşturabileceği eleştirileri yapılıyor. Hatta kadının iş hayatındaki yerinin azalacağı iddia ediliyor. Bu konuda ne gibi önlemler alındı?

Ülkemizde 2013 yılsonu verilerine göre kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 30,8 ve istihdam oranı yüzde 27,1’dir. Ülkemizde kadınların işgücüne düşük katılımının önemli nedenlerinden biri, kadınların çalışma yaşamına girme ve devam etme kararlarını doğrudan etkileyen faktörlerden biri olan çocuk bakımının kadının sorumluluğunda olması ve erken çocukluk bakım ve eğitim hizmetlerinin, kadınların işgücüne katılımlarını artıracak yönde olumlu bir etki yapamayacak düzeyde olmamasıdır.  Bu kapsamda aile ve iş yaşamının uyumlaştırılmasına yönelik politikalar, kadınların işgücü piyasasına katılımları ve çocuk sahibi olma yönündeki kararını desteklemek açısından çok önemlidir. Esnek çalışma modeli sayesinde artış olabilecektir.

Doğum sonrasında annenin bebeği ile daha fazla zaman geçirmesi,  iş hayatından kopmaması ve gelir kaybı yaşanmaması, aile ve iş yaşamının uyumlaştırılarak kadın istihdamının artırılması amacı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı başta olmak üzere diğer ilgili Bakanlıkların da önerileri ile Bakanlığımızca mevzuat çalışması yapılmıştır.
Söz konusu düzenlemeler ilgili kanunlar yürürlüğe girdiği tarihten itibaren geçerli olacak.

Ak Parti hükümetlerinin yapılan “kadın politikasını” nasıl özetleyebiliriz?

Bizim en önemli hedeflerimizden bir tanesi, hem kadın politikalarında hükümetimize yardımcı olabilmek, hem de kadınlarımızın ilkeli demokratik esaslarla aktif siyaset yapabilmesini sağlamak. Hem karar alma mekanizmalarında hem partinin üst kurullarında hem yerel yönetimlerde hem parlamentoda kadın varlığımızı artırmak bizim en önemli hedeflerimizden bir tanesi. Bu noktada hedefimiz yüksek. Genel Başkanımız ve Başbakanımızın dediği gibi biz 2015 seçimlerinde parlamentoda yüzde 20’lerin yüzde 25’lerin kadın olacağı bir parlamento istiyoruz. Bu çok önemli.

Ak Parti, en fazla oyu kadınlardan alıyor. Bunun sebebi nedir sizce?

Biz kadınlarımızın, analarımızın hayatlarına dokunabildik. Onların dertleriyle dertlenebildik. Bizim şöyle bir derdimiz var dediklerinde onlara kulak kesildik. Eşi vefat etmiş kadınlardan tutun, özürlü çoğu olan kadına, yaşlısı olan kadına, çocuğumu okutamıyorum diyen kadına, ben çalışmak istiyorum diyen kadına, ben siyaset yapmak istiyorum diyen kadına kadar birçok alanda çok sayıda düzenleme yaptık kadının statüsünü iyileştirme konusunda. Türkiye’nin kadın konusunda elde ettiği kazanımlarının büyük bir çoğunluğu ve ağırlığı 2002 ve 2015 döneminde gerçekleşti.

Kadın Kolları kongreleri devam ediyor. Süreçle ilgili biraz bilgi verebilir misiniz?

Göreve geldiğimiz andan itibaren Kadın Kolları kongrelerinin hazırlıklarına hemen başladık. Belde atamalarımızı gerçekleştirdik. İlçece kongrelerimize başladık. 957 ilçenin 631’inde ilçe kongrelerimizi gerçekleştirdik. Burada gerçekten çok coşkulu kongreler gerçekleştirdiğimizin altını çizmek istiyorum. Kadın Kolları belki de dünyada emsali olmayan bir yapı, teşkilat, bir sivil toplum örgütü. Hem her ilde, ilçede, mahallede, köyde ve sandıkta kadın üyelerinin bulunduğu ve demokratik yöntemlerle iş başına geldikleri ve gönüllülük esasına dayalı çalışan çok büyük bir teşkilat. 5 milyon üyemiz var. Bu büyük teşkilatın 2015 seçimlerine hazırlanma sürecinde bu kongreleri bitirerek, bir yenilenme ile bir güç kazanımıyla hazırlanıyoruz. İlçe kongrelerimiz bittikten sonra il kongrelerimize başlayacağız. 31 Ocak’ta il kongrelerimiz başladı. 28 Şubat’ta da ilk kongrelerimizi tamamlamayı hedefliyoruz. Kadın Kollarımızın başarısı partimizin başarısıdır. Güçlü Kadın Kolları hedefliyoruz.

Paket aile içi şiddetle mücadele konusunda ne gibi önemler getiriyor?

Aile içi şiddetin her türlü imkân seferber edilerek sıfırlanması temel hedefimizdir.

Türkiye genelinde Bakanlığımıza bağlı 95, Yerel yönetimlere bağlı 33 ve STK’lara bağlı 3 olmak üzere toplam 3.378 kapasite ile 131 Kadın Konukevi, 25 İlk Kabul birimi ve 14 Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi hizmet vermektedir.

Aile içi şiddet ve kadına yönelik şiddetle mücadele için, başta asayiş görevlileri olmak üzere kamu personeline eğitim verilmiştir ve verilmeye devam edilecektir.

Ayrıca yerel yönetimler, STK’lar ve Merkezi yönetim arasında kadına yönelik şiddetle mücadelede işbirliği ve koordinasyonun artırılması için 26 ilde yürütülen proje kapsamında; Kurumsal hizmet birimlerinde standardizasyon sağlanması ve hizmet kalitesinin artırılması, 1550 çalışana eğitici eğitimi verilerek toplamda 35 bin sağlık çalışanına ve 140.000 emniyet personeline ulaşılması hedeflenmektedir.  Şu anda 14 ilde hizmet veren Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezleri 81 ile yaygınlaştırılacaktır.

AK PARTİ İKTİDARINDA KADIN

TBMM ve Yerel Yönetimlerde Kadın

*Kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanındığı 1934’ten bu yana mecliste en yüksek kadın katılımı, bizim dönemimizde gerçekleşti.  Ak Parti iktidara gelene kadar yüzde 4,6’yı aşamayan kadın milletvekili oranı, her seçimde daha da yükselerek, 2011 seçimlerinde yüzde 14,1’e ulaştı.

2007 seçimlerinde 30’u Ak Parti’den olmak üzere, toplam 50 kadın milletvekili TBMM’de görev aldı. Bu sayı ile parlamentoda kadın milletvekili oranı, ilk kez yüzde 9,1’e ulaştı.

2011 seçimlerinde ise; 46’sı Ak Parti’den olmak üzere 78 kadın milletvekili TBMM’de görev aldı.

2009 Yerel Seçimlerinde 1659 kadın, aday listelerine girdi. Ak Parti’den 667 belediye meclisi olmak üzere toplam 723 kadın meclis üyesi yerel karar alma mekanizmalarında yer aldı.

*Ak Parti iktidarı döneminde 2014 Yerel Seçimlerinde 2 milyon 856 kadın, aday listelerine girdi. Ak Parti’den 1 büyükşehir olmak üzere 8 belediye başkanı, 978 belediye meclis üyesi, 33 il genel meclisi üyesi kadın yerel karar alma mekanizmalarında yer aldı.  

*Ak Parti iktidarı döneminde çocuk sahibi olamayan evli çiftler için tüp bebek uygulaması kapsamında verilen destekler 3 çocuğa çıkarıldı.

*Ak Parti iktidarı döneminde sigortalı kadına, 3 çocuğa kadar borçlanarak, 6 yıl erken emekli olma imkânı getirildi.

Kadın-Erkek Eşitliği

Cumhuriyet tarihinde ilk defa TBMM’de “Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu” oluşturuldu. 2004 yılında Anayasa’da “kadın-erkek eşitliğinde” devletin sorumluluğu ilk kez Ak Parti iktidarında tanındı. Kadın-erkek eşitliği ilkesi Anayasaya girmiş oldu.

Kadınlara pozitif ayrımcılık

2012 yılında referandumla Anayasa’nın 10. Maddesi değiştirilerek, kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etme zorunluluğu getirildi. Aynı maddeyle kadınlar, çocuklar, engelliler, yaşlılar, şehitler, dul, yetim ve gazilere pozitif ayrımcılık uygulamasının önü açıldı.

Kadınların şiddet görmelerini önlemeye yönelik çalışmalar yapıldı. TBMM’de “Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerini Araştırma Komisyonu” kuruldu.

Kadına yönelik şiddet alanında yasal çerçeve oluşturan ve uluslararası bağlayıcılığa sahip ilk düzenleme olan İstanbul Sözleşmesini çekincesiz olarak imzalayan ilk ülke olduk. İstanbul Sözleşmesine paralel düzenlemeler içermekte olan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile; korunan kişi ile şiddet uygulayan ve uygulama ihtimali bulunan kişi hakkında alınabilecek koruyucu ve önleyici tedbirler ayrıntıları ile düzenlendi.

6284 sayılı kanun kapsamında; şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla Türkiye’nin 14 ilinde Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM) kuruldu. 2013-2014 yılları arasında toplam 22 bin kadın, 6 bin çocuk bu merkezlerden yararlandı.

ŞÖNİM’lerin yanı sıra kadın konukevi sayısı da arttı. 2011 yılında kadın konukevi sayısı 48 iken, bu sayı 2014 yılında 95’e yükseldi.

KAYNAK: www.turkiyebulteni.org