Son 10 yıldır, ABD Batı ve diğer egemen ülkeler tarafından bu coğrafyada Türkiye ve Ortadoğu üzerinde kurulmak istenen tuzak tahminlerden daha ÇOK büyük bir tuzaktır. Son birkaç yıldır Türkiye’de ve Ortadoğu’da meydana gelen hadiseler tesadüfi ve spontane olarak kazara meydana gelmiş bazı hadiseler değildir. Özelikle son 10 yıl içerisinde meydana gelen her hadise egemen güçlerin bir amacına hizmet etmektedir.Türkiye başta olmak üzere, hangi bölge ülkeleri tam olarak bu tuzağın farkındadır, işte bu apayrı uzun uzadı ye bir tartışma konusudur.
Evet, malumunuz 2023’te, birinci Dünya savaşında Osmanlı imparatorluğunu yıkan batılı ittifak devletleri tarafından Türkiye’ye uygulanan ( LOZAN ANLAŞMASI ) sona eriyor. Bu anlaşmanın sona ermesi ile boğazların geçiş hakkı konusunda Türkiye tek başına söz sahibi olacaktır. Tabi bu konu başlı başına kapsamlı bir konudur. Sayfamızı darlığı nedeni ile bu konunun detaylarına fazla da giremiyoruz. Diğer çok önemli bir konu ise, Lozan anlaşması gereği bu millete yıllardır vurulan bazı prangaların sebebini bu millettin kesinlikle bilinmesini istemiyor egemen batılı devletler. İşte onun için bu egemen devletler ne yapıp ne edip 2023 gelmeden, Türkiye’yi yine bir çıkmazın içine sokarak, masa başında yine yeni bir (Lozan antlaşmasını)kabul ettirmenin derdindeler. Bölgede bütün olanlar ve bütün tuzaklar işte bu sebepledir. Çünkü Türkiye, ABD ve Batının Orta doğuya geçişi noktasında bulunan çok stratejik bir coğrafyasındadır.
Fakat ABD ve Batı dünyası son 13 yıldır, Türkiye’de kendi kriterlerine hiç uymayan bir iktidarla karşılaşınca, işler çıkmaza girdi. Çünkü daha önce; 1938’den, yani Mustafa Kemal’in vefatından sonra; gelen tüm iktidarları az veya çok kendi inisiyatiflerinde idare edip, Türkiye’ye her istediklerini bir şekilde yaptırmanın bir yolunu buluyorlardı. Buna direnen iktidarları da, ya Adnan menderes iktidarı gibi dönemin Başbakanını idam sehpasına çıkardılar. Veyahut, 1971 darbesi, 12 Eylül darbesi veya 1997’de, Refah yol hükümetine uyguladıkları gibi bir darbe ile iktidardan uzaklaştırıyorlardı. Türkiye’de 2002’ye kadar bu minval üzere siyasi iktidarlar gelip geçiyorlardı.
Fakat üç Kasım 2002’de, Türkiye’de onların hiç beklemedikleri bir durum gerçekleşti. Daha yeni kurulmuş olan bir yıllık Ak Parti; % 34.4’le tek başına iktidar oldu. Bu durum onların hiç beklemediği bir durumdu. Çünkü onlar Dünya bankası memuru Kemal Derviş’i Türkiye’ye göndermişlerdi ve Türkiye’yi istedikleri gibi dizayn etmeye çalışıyorlardır.
Ak Partiyi pek ciddiye almamışlardı. Çünkü onların düşüncesine göre; nasıl olsa biz R.Tayyip Erdoğan’ı hapis’e attık ve itibarsızlaştırdık. Onun akıl Hocası Necmettin Erbakan’ın Refah Partisini kapatıp, iktidardan düşürüp partisini darmadağın ettik diye düşünüyorlardı.
Bu parçalanmış haliyle R.Tayyip Erdoğan’ın kurduğu parti çok çok alsa; % 8 ile 12 gibi bir rakam alır ve beklide barajı geçemez diye düşünüyorlardı. Fakat durum öyle olmadı ve bu millet batının oyununu bozdu ve % 34.4’le Ak Partiyi tek başına iktidar yaptı.
İşte bu durum karşısında, Batı dünyası önce bir şaşkınlık geçirdi, fakat daha sonra toparlanıp şöyle bir bekleme sürecine geçtiler. Elbette nasıl olsa biz R.Tayyip Erdoğan ve Ak Parti’nin de iplerini bir şekilde elimize alırız hesaplarına yattılar bir süre. Fakat 2004’de kadar baktılar ki bu düşündükler pek mümkün değil, işte ondan sonra Ergenekon, Ay ışığı, Balyoz, 2007’de 367 Cumhurbaşkanlığı dayatması, Ak partiyi kapatma davası gibi daha birçok baskı ve dayatma ile bildiğiniz gibi Ak partiyi sindirme ve kapatma yoluna gittiler.
Fakat milletimiz son 80 yıldır Türkiye’nin nasıl sömürüldüğünü ve Türkiye’nin bu geçen süreçte neler kaybettiğini anladı ve Ak Partiye sahip çıkarak üç dönem ardı arada her seferinde daha fazla bir sayı ile iktidar yaparak bu ülkeyi yönetme iznini sandıkta Ak Partiye verdi ve batının oyunun bozdu. İşte bütün bu süreçle birlikte, şu anda içinde bulunduğumuz durum ise; daha çok vahim bir durumdur. Çünkü bölge üzerinde Türkiye’yi tamamen ablukaya alarak çıkar ve menfaatleri gereği, Türkiye’yi izole etmeye çalışmaktadır egemen güçler… ( DEVAMI YARIN )