Dün bu konu ile ilgili yazdığım yazının ilk bölümünde, Türkiye’nin egemen güçler tarafından bir şekilde izole edilmek istendiği cümlesi ile yazımızı noktalamıştık. Evet, gerçekten son 13 yıldır, ABD, Batı, Rusya, Çin ve diğer egemen güçlerin, Türkiye üzerinde ki düşünce ve icraatları, Türkiye için oldukça kaygı vericidir. Çünkü daha dün 20002’ye kadar, Türkiye bu malum egemen ülkelerin savunma başta olmak üzere, tüm ürettiklerini sattıkları bir pazarları idi. Ve 80 yıl Türkiye’de gelip geçen tüm siyasi iktidarlar az veya çok, bir şekilde bu egemen ülkelere hep evet efendim, olur efendim konumunda pasif bir profil sergileyerek onların dediklerini yaptılar.
Yani Türkiye’de 2002’ye kadar, zayıf, edilgen iktidarların kurulduğu ve hep o, egemen güçlerin bir şekilde belirledikleri siyasi politikalarla yönetilen zayıf bir üçüncü dünya ülkesi konumundaydı. Savunma ihtiyaçları başta olmak üzere, Türkiye her konuda onlara muhtaç bir ülke idi ve onların asla vaaz geçemeyecekleri bir pazarları idi 2002’ye kadar.
Fakat 2002’de, Ak Partinin iktidara gelmesi ile her yıl kademeli bir şekilde, son 12 yılda Ak Parti bu durumu tam tersine çevirdi ve son 12 yılda, Türkiye savunma ihtiyacının hemen hemen büyük bir bölümünü artık kendisi yapmaya başladı. Yani Türkiye uzaya (Göktürk uydusunu) gönderdi, milli tankını, Helikopterini, savaş gemisini, füzesini, piyade tüfeğini ve bütün savaş mühimmatını artık kendisi yapmaya başladığı gibi, 2019 ‘da inşallah savaş uçağını da bitirmek üzeredir.
Tabi ki Türkiye son 12 yılda bunun yanında, altyapı hizmetleri, ekonomi, teknoloji ve ihracat konusundan da büyük bir ivme kazandı dünya ölçeklerine göre. Ve özelikle Türkiye artık savunma ile ilgili ürettiklerini ikinci dünya ülkelerine satmaya başlamıştır. İhracatta ise, dünya ölçeklerine göre büyük bir başarı elde etmektedir.İşte ABD, Batı, Çin, İsrail ve diğer egemen batılı ülkeler asıl bu durumdan son derece rahatsızdırlar.
Evet, son bir kaç yıldır çevremizde ki, bazı Müslüman ülkelerin bazı yazar, düşünür ve üst düzey yetkilileri aynen şunu söylemektedirler; son birkaç yıldır Ortadoğu üzerinde bölge’de asıl yapılmak istenen operasyonların sebebi, Türkiye’nin kabuğunu kırıp bölgeye örnek teşkil etmesinden dolayıdır. Milli politikalarla 12 yılda Türkiye’nin kaderini değiştiren Erdoğan gibi başarılı bir lideri kesinlikle egemen batılı güçler çıkar ve menfaatleri gereği elbette ki istemiyorlar.
Özelikle son dört yıldır, Türkiye’nin Suriye’ deki Beşşar Esed zulmüne karşı, (özgür Suriye Ordusunu)desteklemesi; çıkar ve menfaatleri gereği başta İran olmak üzere, Rusya ve Amerika’nın işine emliyor. Çünkü Beşşar Esed giderse, kimin yerine geleceği ve nasıl bir yönetimin bölgede iş başına geleceği düşüncesi egemen güçlerin kafasını kurcalamaktadır. Özelikle Suriye’de, Türkiye’nin Stratejisi doğrultusunda bir barışın olması veya savaşın bitmesi durumunda, bölgedeki tün taşeron terör örgütlerinin yok olması demektir.
İşte yıllardır bölgede bu taşeron terör örgütlerini kullanarak çıkar ve menfaatlerini devşiren Amerika, Rusya, Çin, İsrail ve diğer egemen güçler; kesinlikle Türkiye’ye bu konuda diz çöktürmeye çalışmaktadırlar. Ve hatta başara bilirlerse; Türkiye’yi bölgede saf dışı bırakmaya çalışmaktadırlar.
Yani asıl mesele; içimizdeki bazı geri zekalıların art niyetli bir şekilde millete yutturmaya çalıştıkları gibi, R.Tayyip Erdoğan’ın şahsi meselesi değil, mesele R.Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin 80 yıllık izole edilmeye çalışılan kaderini değiştirmesinden dolayı, egemen dış güçlerin hedefinde olmasından dolayıdır.
Elbette ki R. Tayyip Erdoğan’ında görevi de bir gün bitecek ve yarın onun yerine başkaları o göreve gelecektir. Önemli olan o makam değil, önemli olan, Türkiye’nin 80 yıllık makus kaderini 12 yılda değiştirmeyi başaran böylesine başarılı bir lidere milletimizin sahip çıkmasıdır. Evet, söz konusu aynı egemen ülkeler;Osmanlı İmparatorluğunu yıktı ve 80 yıldır bu ülkeyi sömürdüler. Fakat birileri bu milletin asıl bu gerçekleri öğrenmemesi için hep engel oldular. Evet, işte aynı egemen dış güçler ve içimizdeki yandaşları vasıtası ile bu seçimde yine milletimizin egemenliğine pranga vurmak için sinsi tuzaklarını hazırladılar. Milletimiz artık bazı küçük siyasi hesaplarını bir kenara bırakarak, bu seçimde, Türkiye’nin kaderi üzerinde birilerinin oynamak istediği (asıl büyük oyunu) mutlaka ama mutlaka görmesi gerekir. Yani birilerinin asıl meselesi; yine bir yüz yıl daha, Türkiye’nin kalkınmasını durdurmaktır…
Saygılarımla. / lutficaner@gmail.com