casino siteleri

MESAFE

Henüz bir ehliyetim olmadığından uygun tabiri bilmiyorum. Hani iki araba arasında bir mesafe olmalı ya, bu yazıda bu mesafe üzerine konuşalım istiyorum. Ama önce, yeni keşfettiğim bir şeyden bahsetmek istiyorum. Bir kelime seçiyorum ve düşünüyorum. Salata yaparken, yürürken, otobüsteyken, uyumadan az önce, uyanınca… Yani o kelimenin üzerine Güneş doğup batsın istiyorum. Böylece yeni bir sözlük oluşuyor zihnimde. Başkalarının tanımlamalarından yola çıkarak, yeni bir tanım yazıyorum o kelimenin karşısına. Önyargılardan ve öğrenilmiş çaresizliklerden arındırılmış, bana özgü bir tanım. Geçenlerde kabul etmek üzerine düşündüm. İnsanları, kendini, başımıza gelen olayları… Kabullenince çözüme daha yakın hissettim kendimi. Bir şeyleri kabullenmeyip yok saymak, duyguları bastırmak, sahte çözümlere itiyormuş bizi. Her duygunun bir vadesi var nihayetinde!
Her şeyi olduğu gibi hem kabullenmek, hem de kabullenmeyip mücadele etmek arasında ince bir köprü kurdum kendime. Olaya göre, insana göre köprünün bir tarafından diğer tarafına geçiyorum artık…
Mesafe kavramını da böyle düşünmeye başladım. Omurgamız, dik durmaya göre ayarlanmıştır. Herhangi bir sağlık sorunumuz yoksa, dik durmamız gerekir. Bu dik duruş, ister istemez bize bir mesafe katıyor. Mesela ekranına baktığım bilgisayara, tuşlarına. Bunun gibi birçok şeye. Ama bizler, bu mesafeyi koruyamıyoruz. Bazen yaşadığımız yoğun duygular öfkeyse öfke, sevgiyse sevgi mesafeleri kapatıyor. Sonra da duygularla geviş getirir gibi aynı durum çevresinde dönüp duruyoruz. İç içe geçmiş çemberler çiziyoruz da merkezde ki çözüme bir türlü kavuşamıyoruz. İşte böyle anlarda, elimize düdüğü alıp trafik polisi gibi uyarılarımızı yapmalıyız. Sağa çek ve bekle! 
Yaşadığımız olaylarda da bu mesafeyi korumak gerekiyor. Şöyle bir uzaklaşmak, parçadan çıkıp bütünü görmeye yarıyor. Kuş bakışı gibi… 
Az biraz mesafe ile yaşadıklarımıza benzer şeyleri başkalarının da yaşadığını görüyor; kocaman, içinden çıkılamaz labirentin çıkışını buluyoruz.
Bunu insanlara da uygulayabilirsiniz. Yakından baktığınız ve tanıdığınızı düşündüğünüz insanlara bir de uzaktan bakmayı deneyin. Olası 2 sonuçla karşılaşıyorsunuz. Ya aranızda bağ olmadığını görüyorsunuz ve uzaklaşmayla oluşan gerginlik ipleri koparıveriyor. Ya da özlem doluyor sizin kattığınız mesafeye. 
Eşiniz, dostunuz, anneniz... Onları uzaktan sessizce izleyin, dinleyin.  Mimiklerini, gözlerini, sözlerini…
Uzun lafın kısası, bazen geriye doğru bir adım ileriye doğru birkaç adım attırabiliyor. Kazandım dediğiniz insanlarla, gerçeklerinizi görüyorsunuz. Kaybettim sandığınız olayların, sonunda kazananı oluyorsunuz. Geri çekil ve kabullen! Bir de böyle devam et…
Vesselam.