Ortak Değerler Platformu son günlerde özellikle Doğu bölgelerinde yaşanan terör olayları ve çözüm sürecinde gelinen noktayla ilgili basın açıklaması yaptı. Platform üyeleri çözüm sürecinin devam etmesi ve silahlı örgütlerin Türkiye’yi terk etmesi yönünde açıklamalarda bulundu.
Ortak Değerler Platformu tarafından yapılan basın açıklamasında konuşan Platform Yürütme Kurulu Üyesi Hüseyin Kubat, “Seçim kampanyası ve sonrasında oluşturulan sert dille getirilmeye çalışılan süreç Suruç’taki patlama bahane edilerek Türkiye yeniden şiddet sarmalının içine sürüklenmiştir” ifadelerini kullandı.
Hüseyin Kubat, devletin Kürt meselesi ile ilgili halkın beklentilerini karşılayacak adımların atması gerektiğini söyledi.
Kubat, çağrıda bulunarak, çözüm süreci ile silahlı örgütlerin Türkiye’yi terk etmesi gerektiğini belirtti.
“Çözüm sürecinde kırılma olmuştur ancak tecrübesi yaşanmıştır. Süreç yeniden devam etmelidir” diyen Kubat sözlerini şöyle sürdürdü;
“Seçim kampanyasında ve ardından oluşturulan sert dille gerilmeye çalışılan süreç, Suruç’ta gerçekleşen bombalı saldırı da kullanılarak ve bahane edilerek Türkiye’yi tekrar şiddet sarmalının içine sürüklemiş ve ülkemizin her köşesinden Türkçe, Kürtçe ve Arapça ağıtlar yükselmeye başlamıştır.
Devlet, Kürt meselesi ile ilgili halkın beklentilerini karşılayacak adımları atmaya devam etmeli ve bu mesele ile terör sorunlarını birbirinden ayırmalıdır. Çünkü artık şu husus çok net şekilde ortaya çıkmıştır. PKK ve bileşenleri Kürt halkının ve tüm Türkiye insanlarının hayrına olabilecek ‘Çözüm Sürecini’ bölgedeki hegemonyasını pekiştirmeye dönük olarak, alternatif kamu düzeni kurmak için kullanmıştır. Son yaşananlar bir daha göstermiştir ki, terörün hedefi ne barış ne de Kürt halkının beklentileridir. Kullanılan şiddet dilinin tek kazananı, bölge halklarını birbirinden koparan sınırları çizen emperyalistler ve onların bölgedeki uzantılarıdır. Son aylarda Kürt, Türk ve Arap tüm dindar insanların hedef gösterilmesi, birçoğunun hunharca katledilmesi halkların korkuya esir edilmesi bunun en büyük delilidir. Hiçbir inanç veya vicdan işlenen bu cinayetleri ve vahşeti kabul edemez”
