casino siteleri

OSMANLI'NIN MİLLET-İ SADIKASI VE PAPA'NIN TUTARSIZLIĞI

 

Tarihte ilk Türk-Ermeni ilişkileri 11.yy.da Büyük Selçukluların Kars’ın “Ani kalesini” fethetmesi ile başlamıştır. Bu şu anlama gelmektedir Türkler Anadolu’ya gelir gelmez Ermenilerle iç içe yaşamaya başladılar.Osmanlı Devleti döneminde Ermenilere “Millet-i Sadıka” ünvanı verildi.Bu unvan tabi ki öylesine verilmiş bir unvan değildir.Uzun gözlemler ve olumlu yaşanmışlıklar sonucunda bu ünvanı hak ettiler.

 

Osmanlı Devleti Ermenilere hiçbir dönemde azınlık muamelesi uygulamadı.Diğer Osmanlı azınlıkları dinlerini ve isimlerini değiştirmeden  Saraya ve memurlaklara alınmazken Ermeniler için bu şart ileri sürülmemiştir.Ermeniler de ilk etapta kendilerini azınlık olarak görmüyorlardı.

 

1789 Fransız İhtilali dünyayı milliyetçilikle tanıştırdı.Milliyetçilik çok uluslu devletlerin temeline Dinamit koyulmuşcasına etki gösterdi.Osmanlı Devleti’de etnik yapısından dolayı milliyetçilikten oldukça etkilendi.Sırplar,Yunanlılar,Bulgarlar…. Osmanlıya baş kaldırararak bağımsız devlet sevdasına düştüler.Bu süreçle Ermenilerden ses çıkmadı bu da kendilerini azınlık olarak görmediklerinin en büyük kanıtı.

 

Peki hal böyle iken işler nasıl bu noktaya getirildi.Su uyur düşman uyumaz demiş atalarımız o dönemlerde Osmanlının en büyük düşmanı olan Rusya (Sıcak deniz politikası gereği) için Anadolu’da kendisine bağlı bir Ermeni devleti hiçte fena olmazdı.

 

Rusya oyunu kuralına göre oynadı Doğu bölgelerindeki Ermeni ailelerin çocuklarına önemli imkanlar tanıyarak kendi ülkesinde eğitim hizmetleri sundu. Tabi ki hedefinde Türklere düşman bir Ermeni kitlesi oluşturmak vardı. Bu çalışmalarına devam ederken 1878’de Rusya ile Osmanlı Devleti arasında imzalanan Berlin Antlaşmasına Rusya’nın istediği üzerine şu madde eklendi “Osmanlı Devleti Ermenilerin bulunduğu bölgede Islahat yapacak”. Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla misali Ermenilerin Osmanlı tarafından dışlandığı mesajı verildi. İşte ilk Türk-Ermeni meselesi de böylece başlamış oldu. Derler ya Bal bozulmaz bozulmaz ama bozulursada zehir olur. Millet-i Sadıka iken başka devletlerin kendi çıkarları uğruna kullandığı sadakatsız ve Türk düşmanı bir millete dönüştüler.

 

Ok yaydan çıkmıştı bir kere ellerinden geleni ardlarına koymadılar. Sultanlar Sultanı II. Abulhamit’e suikast girişiminde bulundular. En büyük darbeyi I. Dünya savaşında vurmaya kalkıştılar. Kafkas cephesinde Rusya ile savaşımız devam ediyor canımız burnumuzda resmi kaynaklara göre 90 bine yakın askerimiz Sarıkamışta donarak şehit düşmüş, geneli 15 ila 20 yaş arası gençlerimiz,  geleceğimiz donmuş, milletin yüreği tutuşmuş yanıyorken Osmanlı vatandaşı olan Ermeniler Ruslara her türlü yardım ve yataklığı  yapmaktan çekinmediği gibi ev basıyor köy basıyor anlayacağınız terör estiriyor.

 

Osmanlı Hükümeti en doğal hakkı olarak bahsedilen olaylara katılan Ermeniler için Tehcir yasasını(zorunlu göç) çıkardı. (Mayıs 1915) Osmanlının kendi çaresizliği diz boyu iken tehcire tabi tutulan bu topluluğa güzergah boyunca,elinden geldiğince yardımcı olmaya çalıştı. Bunlara rağmen çeşitli salgın hastalıklar yol üzerindeki Türk köylerine baskın vermeleri sonucunda yaşanan çatışmalar ve dönemin çeşitli imkansızlıklarından dolayı bazı Ermeniler hayatını kaybetti.

 

Rusya 1917 Bolşevik ihtilalini yaşayıp savaştan çekilince Rusya’ dan boşalan yeri İngiltere doldurdu. Tabiki Ermenilerin kara kaşı kara gözü için değil Rusya gibi o da Ermeniler üzerinden elde edeceği çıkarın peşindeydi. İngiltere’nin desteği Ermenileri dahada coşturdu. Özellikle Erzurum’da çok çirkin olaylar yaşanmıştır. 15.Kolordu komutanı Kazım Karabekir TBMM’den aldığı emirle Ermeniler üzerine taaruz etti.Sonucunda imzalanan Gümrü Antlaşması ile Ermeniler Anadoludaki iddialarından vazgeçtiklerini kabul ettiler. Böylece Ermeni meselesi kesin olarak bitmiş oldu.” Ermeni meselesi kesin olarak bittiyse hala devam eden nedir”. Sorulanırızı duyar gibiyim. Hala devam eden ortalığı karıştırmaktan, olayları çarpıtarak anlatıp tarihe saygısızlık yapmaktan başka bir şey değildir.

 

Ermeniler, uyanık olun geçmişte olduğu gibi günümüzde de Türkler üzerinde çeşitli emelleri olan devlet ve güçler sizi kullanmaktalar.

 

Parlamentosunda Ermeni soykırımı safsatasını kabul eden Fransa; Cezayir’de uyguladığın katliamı unutturmaya  çalışabilirsin ancak Müslümanlar asla unutmayacak.

 

Sayın Papa soykırımla uzaktan yakından ilgisi olmayan, bu savaş hali meselesine duyarlı oluyorsun da  hristiyanların İspanya’da Müslüman ve Yahudilere uyguladığı katliama neden kulakların tıkalı?

 

Tarihi bilgilerinin iyi olmadığı kesin, peki 20.yy sonunda Avrupa’nın orta yerinde yaşanan Srebrenitsa katliamına ne demeli?

 

İsrail’in dünyanın gözü önünde masum Gazzeli çocuklar üzerine yağdırdığı bombalar karşısında duyarlılığınızı gösterdiniz de biz görmedik herhalde!

 

Kısacası sayın papa geçmişi yorumlamayı ehline yani Tarihçilere bırak.