Osmanlı’nın 624 yıl hüküm ettiği Hristiyan Batı Dünyası: 1915’lerin sonuna doğru Osmanlı İmparatorluğunun en zayıf noktasında yakalayınca, hiç af etmediler ve ihtilaf devletleri Osmanlıyı çembere alıp adım adım işgale başladılar.
İngiltere bir yandan, Fransızlar bir yandan, 400 yıl yönettiğimiz Yunanistan bir yandan velhasıl tüm Hristiyan Batı Dünyası birleşerek 624 yıllık Osmanlı devletini parçalamayı başardılar.
Bugün bu tarihi sürecin bütün detaylarına girecek değilim.
Çünkü bu Tarihi sürecin irdelenmesi için ciltler dolusu kitap yazılması gerekir ki bu konu anlaşılsın.
Osmanlının son duraklama döneminde neler oldu?
Kimler bu süreci hazırladı. İçten ve dıştan ne tür etkenler oldu?
Bütün bunların yerli yerinde tespit edilmesi gerekir ki, Osmanlının neden yıkıldığı anlaşılsın.
Onun için bazı hamaset kavramları ile bir iki satır yazmayla bu konu anlaşılacak bir konu değildir.
Osmanlıyı parçalayan Hristiyan Batı Dünyasının geride bıraktıkları bu mevcut yediyüz seksen bin kilometre kare toprak parçasını kendi aralarında anlaşamadıkları ve bölüşemedikleri için daha sonraya bıraktılar.
İşte şimdi bu geriye bıraktıkları mevcut Türkiye topraklarını, Haçlı savaşlarını çağın gereklerine göre yeniden başlatarak, darbeler, ekonomik krizler, siyasi krizler vasıtası ile Türkiye başta olmak üzere, Tüm Ortadoğu üzerinde etkili kılmaya çalışıyorlar.
Ellerinde var olan tüm imkanları, İstihbarat, basın, medya, terör örgütleri, egemen sermaye, velhasıl tüm güçlerini devreye sokmuş durumdalar.
İşte 15 Temmuz darbesinde, bütün Batı devletlerinin nasıl elbirliği etmişcesine Türkiye’nin bölünmesini ve işgal edilmesini beklediklerini daha sonraki günlerde tavırları ve davranışları ile nasıl açık ettiklerini açık bir şekilde gördük, izledik ve halen izliyoruz.
İşte bütün bu gerçeklere rağmen, Türkiye'de ki bazı kesimlerin vurdum duymaz davranarak Ordumuzun Suriye sınırına neden gittiğini halen anlamak istemediklerini görünce, insan gerçekten büyük bir üzüntüye kapılıyor.
Yani son 95 yıldır bu ülkenin ekmeğini yiyen, bu bayrağın altında yaşayan bir kesimin, Suriye hadisesini anlamamaya çalışması gerçekten insanı büyük bir üzüntüye sevk ediyor.
Amerika 40 yıldır PKK vasıtası ile ülkemizi bölüp parçalamaya çalışırken ve sınırımızda burnumuzun dibinde İsrail misali ikinci bir Komünist Ermeni Kürt devleti kurup Türkiye’den, İran’dan, Suriye’den Irak’tan toprak alıp kukla bir devlet kurmaya çalışırken, Türkiye’nin Ana muhalefet Partisi genel başkanı, bizim Suriye’de ne işimiz var diyebiliyor.
Ve bu zat bu sözleri söylerken, kendi tabanı sen ne demek istiyorsun ey genel başkan diye bir hesap sorma cesaretini gösteremiyor maalesef.
İşte bu söz konusu ana muhalefet partisinin müntesipleri olsun ve bazı diğer kesimler olsun, dağılmış, parçalanmış bir Suriye’den, Irak’tan, Libya’dan ve 70 yıldır İşgal altında olan Filistin’den bir ders çıkarıp ibret bile alamıyorlar.
Yaptıkları tek şey; Amerika, ingiltere, Fransa, Almanya, İsrail nasıl konuşup R.Tayyip Erdoğan’a saldırıyorlarsa; bizimkilerde aynı ağızla konuşup R.Tayyip Erdoğan’a saldırıyorlar.
Yani anlayacağınız bu bildiğimiz bazı kesimler, daha dün Adnan Mederes’e, Turgut Özal’a, Necmettin Erbakan’a nasıl saldırdılar ve ne yaptılar ise; aynı şekilde Recep Tayyip Erdoğan'ı da saf dışı bırakmak istiyorlar.
Çünkü bu söz konusu bazı kesimler; geçmişte Türkiye'de iktidar olduklarında, Hristiyan efendilerinin kendilerine belirlediği çizginin dışına çıkmadılar ve kendi çıkar ve menfaatleri için yıllarca Türkiyenin sömürülmesine seyirci kaldılar.
İşte şimdi bu aynı kesimler; Hristiyan Batılı Efendileri ne diyorsa öyle davranıyorlar...
Bunlardan başka ne beklenebilirki?
Saygılarımla /[email protected]