casino siteleri

UTANÇ VERİCİ

Cumhuriyet döneminin tek partili hükümeti zamanında arapça ezan yasaklandı. Hacca gitmek yasaktı ve camiler boşaltılarak ahır, nalbant dükkanı, meyhane ve eğlence merkezi haline getirilmişti.

24 Temmuz 1923 Lozan’da İtilaf devletlerin  Türkiye’de   İslam’ı itibarsızlaştırma ve  İslamsız bir nesil yetiştirme projesini destekleyip altına imzayı atan dönemin hükümeti idi.

Elif-Ba  yasaktı. Duvarlara Kuran asmak bile suçtu. Evlerde Kur'an-ı Kerim’i bulunduranları irtica damgasını vurup içeriyi tıka basa doldururlardı.O dönemde İlmihal bile yasaktı. İmam Hatipler  Tevhid-i  Tedrisat Kanunuyla kapatılmıştı. Kuran Kursları  yoktu.

1924 yılında ise en büyük laik güruhunun aşaması yapıldı. HALİFELİK kaldırıldı.1936’da kahvehanelerde radyolardan Kur’an  dinlenmesi bile yasaklanmıştı.

BAŞÖRTÜ'yü yasakladılar. Okullarda, fabrikalarda, kamu kurumlarında ve bazı özel şirketlerde namaz kılmayı  yasakladılar.O zamanlarda dini kitaplar tamamen suç teşkil ediyordu.

Öte yandan…

O dönemlerde İstanbul’da, Ankara’da  ve çeşitli illerde içki içmek, rakı, şarap şişelerini devirmek bizzat yöneticiler tarafından  halka özendiriliyor ve ilkokullardaki gencecik öğrencilerimizi haram müptelası haline getiriliyordu.1924 yılında İstanbul’un en eski semtlerinden biri olan İstiklal Caddesinde içki, bira su gibi içilip, fuhşun hadsiz ve hesapsız yapıldığı ve İstanbul’un  hemen hemen her köşesinde kumarhaneler bulunuyordu.

Hatta içkinin devlet tarafından bir gıda olduğu, insan vücudunun her vitamin ve yiyeceğe ihtiyacı olduğu gibi içkiye de ihtiyacı olduğunu üzerine basarak vurgulanıyorlardı.Bira ve içkinin etkisiyle neye uğradıklarını şaşırmış çocuk öğrencilerle birlikte öğretmenlerin kadehleri tokuşturduğu fotoğraflar bile bulunmaktadır.

O dönemlerde içki Batılılar tarafından çok rağbet edildiği için batılılar nezdinde  tam not alabilmek adına her gün halka açık ve hemen hemen her semtte rakı kuyruğu oluşturulur.İlginç rakı içme yarışmaları düzenlenilir ve genelevlerini de kurban keserek açarlardı.Acıklı ve üzüntülü olanı ise 350 yıllık bir geçmişe sahip olan Katip Mustafa Çelebi Camisi o dönemde dansözlü meyhane olarak kullanılmaya başlanmıştı.

Her nedense bu ülkenin kaderi hiç değişmedi...

Böylece en nadide ve en hassas dini duygularımızı köreltenler yani o dönemin safsatalı devlet yöneticileri, içki, kumar, kadın ticareti, dini yasaklar, gerici ve yobaz damgaları, irtica damgaları…vs. gibi rezilliklerle dolu hayatı yaşayan nesillerin uzantıları bugün de halen devam etmektedir...

4+4+4 sistemine karşı çıkanlar, hala başörtüden rahatsız olanlar, ramazan orucunda utanmadan ve sıkılmadan kadınlı,içkili ve rakılı fotoğrafları yayınlayanlar,  islam'ın yükselişini ve zafere doğru yürüyüşünü içlerine sindiremeyenler, bir avuç ağaç için Gezi Parkı eylemlerinde bulunanlar, İsrail bayrağı ve sloganları, devleti yıkmaya teşebbüs eden operasyonlar, Charlie Hebdo ve Cumhuriyet karikatürleri, dış mihrakların ve karanlık güçlerin ortadoğu coğrafyası üzerindeki tasarıları, her fırsatta Türkiye’yi batının yöneticilerine ve gazetelerine şikayet edenler...

Halkın fikirsel ve yaşamsal seviyesine inmeyenler,paralel yapıyla el ele kol kola kadehler tokuşturanlar,siyasi ve sosyal arenada kürt ve alevi sorununa yangına körükle gidenler misali bir görüntü arz edenler...

Susurluk,balyoz ve ergenekon faciaları...

Halkçı,sosyal ve demokrasi devlet anlayışını rafa kaldıranlar…

Ahlak,hak,adalet,demokrasi ve hukuk dışı tutumlarla 'kan'dan beslenenler...

İslami ve insani ölçüyü amazon ormanlarındaki kabilelerin hayat ölçüsünden daha da aşağıymış gibi bir kare olarak gösterenler...

PKK militanlarını "sokağa sigara izmariti dahi atmayan çocuklar" olarak resmedenler...

Devletin sırlı operasyonlarını gazetelerine şürmanşet olarak atanlar...

Pensilvanyanın kulu kölesi olmayı kendilerine büyük bir görev olarak atfedenler...

Paralel örgütün önüne yatanlar...

Artık anlayın, görün, inanın, hissedin ve akledin!

Bunlar kayıtsız şartsız bir eğitim, bilim, toplum ve din düşmanıdırlar...

Kamufle ettiğiniz gerçek yüzünüz böylece gün yüzüne çıktı...

Evet, maskeler düştü artık...

Millet, bunun farkında...