casino siteleri

Yol...

Yolculuklarım hep dağ manzaralı olduğundan görkemi üzerine düşündüğüm de hep aklıma aynı kıssa gelir. Yaratıcının nur cemali üzerine aksedince güzelliğinden eriyişleri.. Şu koskoca dağların bile yıkılışları var deyip hayatın büyüsü üzerine düşler kurarım. Perdesi aralanır gözlerimin ve düğümleri çözünür aklımın. Bir kitap gibi açar sanki doğa kendini. Oku, anla bakalım deyip bekler sabırla. Ben kapatana kadar kapağını. (Hoş kapatamadım bugüne kadar. Yorgunluktan sayfaları arasında uyuya kaldım her açtığımda..) Ve her yolculukta ayrı bir sayfasını okuyorum. Yaşamıma ait pasajlardan bu sefer payıma dağlar gibi görkemli insanlar düştü. Hayatımdakileri düşündüm. Yaşıtlarımı, büyüklerimi,  samimi olduklarımı, merhaba merhaba’ dan öteye geçmeyenlerimi, uzakken bile yakınlarımı, yakınken bile uzak olanlarımı... Özellikle vakur duruşlarından özgüven saçanları...

Zamanın da yaşlı bir teyzeden duymuştum "içi boş basaklar dik durur yavrum!" O an hak vermiştim teyzeye. Tecrübelerine dayandırıyor olmalıydı cümlesini. Şimdi düşünüyorum ve hak vermekle kalmıyorum. Altına imzamı atarım bu cümlenin. O kadar inanıyorum doğruluğuna…

Topraktan yaratılmış insanın hamurunda her şey barınabilmeli. Kuru güvenle yürümüyor işler. Bir tutam mütevazılık bir kaç saniye tebessüm eklenmeyince yapılan işler den hayır gelmiyor gönül katında. Dağlar gibi eriyip bitme zamanı gelince anlamsızlaşmaması için her ana insan olmanın acziyetini eklemeli.. Acizim. Acizsin. Aciz. Aciziz. Acizsiniz. Acizler... Diye bağırmak istiyorum dağlara. Yankısını duymak gerisin geriye. Ee ne anladık şimdi bu yazıdan? Ana fikir ne? Niye yazdım bu satırları? Bilmiyorum.. Okurken Yine uyuya kalmış olmalıyım. Ama şunu biliyorum. Yazana değil yazdırana bakmalı. Eriyene değil eritende aramalı cevapları. Dedik ya hani Acizsin. Acizim... Çokça acizsin. Ve Çokça acizim...