casino siteleri

ZİNDANDA MISIN, KUYUDA MI ?

Haydi dediler, haydi. Rüyanın yorumunu tamamla, tamamla artık zamanı geldi. Tanı ve bil artık kendini. Başla uzun yoluna, bil görevini.’

Ve Yusuf başlar rüyasını yorumlamaya. Yıldızlar, güneş birer birer önüne düşer. Ve o yorumlar.  Böylece bilir kendini. Uzun yoluna ilk adımını atar…

Onun hikâyesi zindan da başlıyor. Ya da kuyuda... Fark etmez, İkisi de geceden karanlık…

Bazen bizimde ayağımız takılmıyor mu? Gece gibi karanlık kuyulara yuvarlanıyoruz. Tüm o hastalıklar, nefes alırken göğsüne batan kemiklerin, çıkan ateşin. Tıp dilinde bilmem nerenin sinüsünde, bilmem ne iltihabı…

Yüreğin kanamıyor mu sevdiklerin acı çekerken. Elinden bir şey gelmezken... Ne farkı var Yusuf’un kuyusundan düştüğün halin?

Üzerine yığılan sorunlar. Sabrının taşmasını bekleyen insanlar. Ne farkı var o zindandan?

Amaçsızlık var birde. İçinden hiçbir şey yapmak gelmeyenlerimiz. Zindanda ki umutsuzluk işte bu... Olaylar bitip sular durulunca sakinlik kalır seninle. Adım atacak halin kalmaz, sakinlik kalır, bırakıp gitmez hiçbir yere…

Hayal kuracak kadar bile ışık girmez pencerenden. ‘ Penceresiz kaldım anne!’ diyor ya şarkıda. Öyle kalırsın bazen…

Peki, nasıl karanlıklar aydınlığa çevrilmiş? İşte büyülü sözler aşağıda. Bunları fısılda yüreğine ve ayaklan. Pencereni aç. Yoluna bak. Yoksa yolun sen yap. Kaderin çabanda…

‘ Rabbim sen en iyisini bilirsin, dedi. Sen en iyisini bilirsin ve böyle olduysa, böyle olması gerekiyor demektir. Sana teslimim. İçimden bir âh yükseliyorsa gökyüzünün katlarına âhımın bir yüzü ne kadar şikâyete baksa da, sana bakan yüzüyle âhım bir şükür hükmündedir…’

Vesselam…