Malatya’nın Rıfat Hocası

Çok kar yağar ve uzun süre her taraf kar altında kalırdı. Uzun süre bembeyaz örtü altında uyurdu uyuyabilenler. Aç kalan kurtlar köylere inerdi. Bir gece vakti dışarı çıktığımda evin önündeki kurdu, Hasan amcaların köpeği sanmıştım. 

Dışarıda yine lapa lapa kar yağıyordu, eski karın üstüne. Rıfat Hoca pencereden okulun bahçesini gözetiyordu. Hala gelmediler Ali, Bayram, Şevket ve Lütfü dörtlüsü. Acaba bir şey mi başlarına geldi minik yavruların. Cin gibi köy çocuklarıydı aslında. Ama daha 10 yaşında bile değillerdi. Her gün kar-kış, yağmur-çamur demeden 3 kilometrelik ıssız köy yolunu katedip okula geliyorlardı güle oynaya. Şükür dörtlünün görünmesiyle yine rahatladı Rıfat Hoca. Hemen koridora çıktı. Daha kimse karşılamadan dörtlüyü kendi sınıfına aldı. Sobada iyice ısınmalarını sağladıktan sonra sınıflarına götürüp “Öğretmenim çocuklar benim yanımdaydı.” deyip öğretmenlerine teslim etti. Geç kaldıklarında bunu yapardı Rıfat BAYRAM Öğretmen. Olur ki idareden biri veya sınıf öğretmenleri geç kaldıkları için cezalandırır kaygısıyla. O zaman geç kalma durumlarına dayaklı ceza vermek için bazı idareciler kapıda beklerdi. Şimdi öğretmeni şikayet etmek için bekleyen kimi veliler gibi. Esmer alnına inen siyah saçları gibi bakışı da sert olan Rıfat Hoca çocukların tenine değil yüreğine ömür boyu silinmeyecek dokunuşlar bırakıyordu.

Hızlı bir gençti Rıfat Hoca. Sadece sosyo-ekonomik ihtiyaçları ile yetinen biri değildi. Yorumlayan biriydi. Malatya’da bir sabah ezanı gibi perde perde yükselen tevhidi-radikal- islami düşünceye ilgisiz kalmadı. Tartıştı, okudu ve hakikatin peşini bırakmadı. 

Ankara’da Tekin Hoca bir proje gerçekleştirdi. Öğrenciler, veliler, öğretmenler ve ilçe yöneticileri kaymakam-belediye başkanlarının katıldığı bir kır kahvaltısı düzenledi. Projeyi dinleyen Rıfat Hoca “Bu büyük bir projedir. Değerli bir etkinliktir. Bu projeyi planlayıp gerçekleştiren arkadaşla tanışmak isterim. Büyük adamdır o” dedi.

Bilsam’daki bir sohbet esnasında, Ankara’da ikamet eden bir arkadaşa “ Malatya’ya taşınma. Özellikle çocuklarının ufku açısından büyük şehir çok daha iyidir.” demişti Rıfat Hoca.

Yaklaşık 6 ay önce mesire alanı Mavi Göl’de düzenlenen bir kahvaltıda Ramazan Hoca sahile kurulmuş masada sohbet ediyordu. Sahilden itibaren yükselen tepenin az buçuk düzgün görünen bir kısmına kurulu masalarda davetliler oturmuş dinliyordu. Tabi ki pazar günü rastgele pikniğe gelenler de sohbeti duyuyorlardı. Hoca bir ara onların, sesi işitmek durumunda kaldıkları için kusura bakmamalarını, haklarını helal etmelerini istedi. Bir ailenin 60’lı yaşlarda görünenbüyüğünün; hayır hocam zevkle dinliyoruz. İstifade ediyoruz. Teşekkür ediyoruz. Siz devam edin, şeklinde karşılık vermesi hepimizin dikkatini çekti. Karşılıklı ikramlarda bulunduk kendileri ile. Sohbet bitince Ramazan Hoca ile tanışmaya geldi, çay ikram etti. Rıfat Hoca karşıladı, tanıştı ve fotoğraf çekti. İsim, adres, telefon numarası aldı. Eski milli güreşçiymiş. Her ne kadar ameli az ise de dini severmiş. Ara sıra içse de bazen namaz kılarmış…

Daha sonra Ramazan Hoca, böyle arkadaşlarla görüşmeye devam etmenin iyi olacağını, keşke iletişim bilgilerini alsaydık diye bir uyarıda bulundu. Rıfat Hoca dedi ki: Hocam gerekli tüm bilgileri aldım, bu kişilerin durumunu geçmişten dolayı iyi bilirim. O iş bende artık. Sen merak etme…

Aslında epeydir kemoterapi tedavisi görüyordu Rıfat Hoca. Acıları oluyordu, halsizdi. Ama pes etmemişti. Sağlığım bana rahat vermiyor, benim kime ne faydam olsun, demiyordu. Tebliğini kanserle mücadele ederken bile ihmal etmedi Rıfat Hoca. 

Ve hastalığı ağırlaştı Rıfat Hoca’nın. Çok yorgundu. Vefatından önce ziyaretine giden Aziz Hoca’ya gözlerini ağır ağır açarak selamını alıp “Aziz, dünya hayatı dediğin geçici bir varmış bir yokmuş” dedi. Bir hafta önce Rabb’inin rahmetine kavuştu. İyilerin ayrılması zor oluyor. İnsanın kıymeti bıraktığı boşluk kadarmış. Büyük bir boşluk bıraktı Rıfat Hoca. Hem toplumda, hem de yüreklerde

Rabbim buna şahidiz. Sen Rıfat hocama merhamet et. Taksiratını affet. Cennetinle mükafatlandır. Amiiin

22.02.2024

Ğıffari TÜRKMEN